Arkadaşım Şövalye
Yaram’a (Yara terbiyecisi)
Ölümler arası bir otobüste, Mecburen tanıştık seninle Yaram; İki kişilik koltuğa zor sığmıştı yüreğin... O kadar gülmüştüm ki hâline; İnsanlar hayvan sanmıştı beni... Bana bakıp gülümsemiştin; "Dilsizin dilinden anası anlar" Şimdi seni anam sanacaklar, Tamam, kısa kestim... Biliyorum, saçların kısa kesim; Allah’ından kesik yani... Yok canım, aynalar öyle gösteriyor, İnanmazsan Dali’ye sor, O da bizi düdüklüyor ya neyse... Cennete giden yol uzundu, Şoför de imansızın tekiydi... Yolcu haklarından yararlanıp, Don Kişot durağında inmiştik. Bir kaç yel değirmenine osuruk bombası atarken, Bir anda duygulanıp, "Sana eşek diyebilir miyim?" Diye sormuştum. Yine gülümsemiştin... Eşek değilsin ya! Gülümsemiştin işte... Tam da o an anlamıştım; Bildiğim eşeklerden değil, "Arkadaşım eşek" olduğunu... Ah arkadaşm Ah! Amma da eşek çıktın sen! Aşırı anırmaktan ahıra tıkacaklar seni! "Eşşeklik etme!" Diyorum, "A-i şövalyeyim ben, olmaz!" Diyorsun. Şövalyeliğine, pardon, Eşekliğine yediremiyorsun... Bir arkadaşım söyledi; -Sonradan öğrendim- Yataksız bir dereymişsin sen... Tıpkı bir şair gibi; Yurdumsuz ve yataksızca akıyormuşsun... @Dilevin |