Göç Vakti
Bugün ahmak ıslıyor yağmur
Tohumlar toprağa başkaldırırken Dikine yağan yağmurlara özendim Sırata ant olsun ki, canı sıkılıyor ayaklarımın Ahiret kaç adımlıktı da göçe yeltendin İsrafil’in suruna kulak kesildim Kimseye müsait değilim Sus diyor konuşuyor hayat Konuş diyip susuyor Ben gündüze âmâ yım diyorum Her gün bedel istiyor gözlerimden Söyle kime sığınırım sana sığınamazken Ben eylülden bu yana d/üşüyorum anne İki melek tuttu kolumdan Birini sana benzettim Dur anne dur öyle girme rüyama Bir düş görümlüğü gelme bana Söyle kendine beni affetsin Kimselerin bilmediği yerler öğrendim Ağlamaya müsait, sadece bana ait Kefen biçtim uykulara Karnında uyumaya niyetliyim Kahrımın en hazin izahında Ölmek değil miydi? Tüm ölümsüzlüklerin adı Bir mezar taşı ağırlığında Ah dudağı mora çalanım Öksüzlüğüme bir selam-et Aç/tım kapımı Ecel hizasındayım Dedim ya Bugün ahmak ıslıyor yağmur Tohumlar toprağa başkaldırırken Dikine yağan yağmurlara özendim Koy elini alnıma da ateşim geçiversin Ölüm bize tenezzül ederken Fazla değil bir ürkek serçe kadardın Görenler huri sansın seni Bir anne duası kadar kalamaz mısın? |
emeğe Saygımla...