iki ten geçmişten..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın duvarlarım vardı kendimden önce/mişli geçmiş anlarda/zamansız zamanlarda tüm yaşanmışlığıma özel ördüğüm..kendime geç kalmışlığımda belki ondandı hani mazeret göstermeksizin ilk vesaiti..kaç mola yerinde teğet geçtim posta kutularını ve kaç gece salondaki çek yat tanık oldu sessiz/çılgınca ihtilallere..sesine yabancı bir ses hapsediyorum tüm sessiz çığlıklarıma inat el işaretiyle sorguluyorum...
nerdesin? (...) Yetim sesime düşen bir aşktın sen şehrin gölgelerinde ıssız sokaklarında adam ve kadın kıyılarıma çektiğin sandal hazırdı seni götürmek için eski bir bedende ruhunu arayan kırık bir ayna yüzüydü/yüzün ki ne ilk fırsatın/ne de sondu kaçmak için o şehrin sönmemiş ışıkları içinde bir adamın gölgesinde kelimelerinde geçmişten gelen biriktirdiğin bir öfke vardı ve mabedinin duvarlarının nasıl yıkıldığını izliyordun ki iki ten geçmişten vücudumu izleyen gözlerin dokunduğunda bana yakardı göz bebekleri yazgımdan geçen alevin gölgesinde biriktirdim yüreğimde kalan her şeyi hiçbir şeyi ki birinde/tekinde söndürmüştüm alevini yüreğimin... (...) |