Sayın telkök dediğim gibi aynı şeyi tartışmış olmayacağımızdan sebep ben çok fazla uzatmicam.Yoksa saatlerce yazışırız burda.Özellikle kelime-i tehvid konusunda çok uzun cevaplarım var ama burası yeri değil dediğim gibi...Ama son olarak size bir tavsiyem var ki ; kulak verdiğiniz,peşinden gittiğiniz din adamı görünümlü şahıslara dikkat ediniz.Günümüzün diyalogçuları artık "yahudi-hristiyan cennete girecek" diyecek kadar soysuzluğu ele vermiştir.Size şiddetle dikkatli olmanızı tavsiye ediyorum.İyi günler.

Sevgili dost verdiğiniz ayetlerde Her hangi bir kişinin adı anılmıyor kimin kime nasıl şefaat edeceği konusunda isim beyan eden en ufak bir ima yoktur Allahın kime ve kimlere kendisinden gelen şefaati nasıl ulaştıracağını biz tayin edemeyiz
zaten şefaat cennete giren ve Allah rızasını kazananlar için zaruret değildir elbette ki cennet ehli diğer kardeşleri için dua ederler ederken de şefaat ya resulallah diyecek değillerdir Şefaati Allahtan dileyeceklerdir bu da Allahın rahmetidir rahmet sahibinden istenir kimerin aht aldığını bilmiyoruz
Şiirde sözü edilen konu açıktır _şefaat ya resulallah_ diye niyazda bulunmak açıkça şirktir

Resuller ikidir dedim ikinin ikincisini bu anlamda anlamanız gerekirdi
akabindede bunun Cebrail olduğunu izah etemeğe çalıştım ama anlaşılmamış kuranda açık açık onun yani cebrailin elçi olduğu ayetlerde sabittir ve de çok güçlü olduğu da sabittir


Allah yolunda öldürelenlerin diri oluşları Allahın onlar sanki kendilerine verilen ömrü tamamlarcasına her günleri için sevap yazmağa devam ettiği anlmında teşbih ile zikredilmiştir mezarları orada duruyor ve hepsi de rahmeti rahmana kavuşmuşlardır eğer dediğiniz anlamda olursa -her can ölümü tadacaktır ayeti ile ters düşer-ayetleri teker teker alıp anlam veremeyiz kuranın inçaa ettiği bir zihin ile bakmam lazımdır

Kuran bizim zihnimizi ve tasvvurumuzu inşaa eder
dört şekilde olur
bir
Tevhid iman tasavvuru=yapılan her türlü övgü dilek niyaz ibadet umut iman sadce Allahadır tek kutsal olan allahtır( aşk kutsaldır falan ilahi aşk romantizmi de buna dahildir aslı yoktur) yanında sağında solunda ya da arada hiç bir kişi kurum kuruluş obje ya da başka bir şey olamaz Peygamberler de dahil
iki
Dünya tasavvuru=allahın zatı dışında her şey fanidir ölümlüdür kullar ancak Allaha tevekkül etmelidirler bu dünya gelip geçicidir
Üç
ahiret tasavvuru=fani olan bu dünyadan sonra Ebediyetle sürecek bir yenşden diiriliş vardır bu dünya ebedi yaşamın hazırlık safhasıdır
dört
Kulluk tasavvuru= Yaratılanların hiç birisi kutsal değildir
Kulluk sadece Allahın rızasını kazanmak için yapılan amellerle olur
Kulun kulluğunu yerşne getirmesinde istenen şey onun mutlaka rahmeti ilke edinmesi ve bunu sadce Allahın rızası için yapması gerekir

Bunlar kuranın hikmetiyle ve peygamberin sünnetinden anladığımızdır

Kelimei tevhide bakıp O peygamberin adı Allahın adı ile yanyana anılıyor diyen ve onu alemler rahmet diye yolladım diyenle yanyana görmek isteyenler maalesef ne dilden ne belagattan ne de yukarıda saydığım tasavvurdan bihaberdirler
kelimei tevhiid iki ayrı cümledir
lailaheillah ve muhammeden resullahtır iki ayrı cümledir
Eşhedüenlailahailllah( ve ) eşhedüennemuhammeden abduhu ve resuluhu diye iki ayrı cümledir ve ile de ayrılmıştır bu kelimei şahadet zannedildiği gibi peygamberin isminin allahın adının yanında anılması değil tam aksine Allahın adından ayrı ve kul olarak anılmasıdır

Kuranın inşaa ettiği zihinle bakınca kelimei şahadet bu anlamdadır
Allahın dışında Kutsal ve onun dışında ne rahmet ne şefaat yetkisi hiç kimseye yetki tayin etmek bir müslümanın haddi olamaz

Buyurun bunlar da kuran ayetleri

Hem siz yeryüzünde (O’nu) aciz bırakacak değilsiniz.
Ve sizi Allah’tan başka kurtaracak ne bir koruyucu,
ne de bir yardımcı yoktur--şura 31
******
Ve kimsenin kimseden bir şey ödeyemeyeceği,
kimseden şefaatin kabul olunmayacağı,
kimseden fidyenin alınmayacağı ve kimsenin kurtarılamayacağı bir günden sakının!.--bakara 48
*******
“Rablerinin huzurunda toplanacak­ları gün­den korkanları
Kur’ân ile uyar;
onların Alla­h’tan başka ne bir dostları ne de şefaatçileri olur.
Belki kendilerini korurlar.” (En’am 6/51)
********************
“De ki: Şefaat yetkisi, tümüyle Allah’a aittir.” (Zümer 39/44)
***********
“(Ya muhammaed De ki: Ben kendime bile ne fayda ne zarar verebilecek güçte değilim;
Allah vermiş başka.” (A’raf 7/188)

(Bu AYETLER BU KURAN), DİRİ olanları uyarmak ve kâfirlere de azab sözünün hak olması içindir Yasin- 70

Yalnız Sana kulluk eder; ve yalnız senden YARDIM dileriz. fatiha 5

Kuran sözü batılı en güzel anlatandır
Allah batıl olandan hepimiz korusun
selam ve sevgiler ve dualarımla

"(O gün) Rahman (olan Allah)'ın katında bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır." (Meryem, 19/87)
Bu ayette "Allah'ın katında bir ahd almış olan kimseler"in şefaatçi olacağı bildiriliyor.

"O gün, Rahman’ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimselerden başkasına şefaat fayda vermez"(Taha, 20/109)
"Onlar, Allah'ın razı olduğu kimseden başkasına şefaat etmezler." (Enbiya, 21/28)Bu ayetlerde de bu kişilere şefaat yapılabilirliği ifade ediliyor.
Hal böyle olunca "Şefaatın kimin elinden kime olacağı konusunda ise kuranda bahsedilen ayette en ufak bir ima dahi yoktur" sözünüz fos çıkıyor...

"Bu arada Allahın elçisi bir değil ikidir neden ikinin ikincisini hiç anmıyırsunuz"Allah ın son elçisi sadece ve sadece HZ.Muhammed (S.A.V) dir.Bunun dışında her hangi bir meleğe ya da insana elçidir-peygamberdir demek kişiyi dinden çıkartır.İkinin ikincisi diye kastettiğiniz HZ.Ebubekir (R.A) Peygamber dostu kutlu bir zattır."onun çok büyük yetki ve gücü vardır diyen kuran ayetleri" hangileridir? Madem çok Kur'an okudunuz söyleyin bilelim.

"Akıllıca ve edeplice şefaati Allahtan dilemek en makul yoldur."Katılıyorum.Çünkü Allah birine şefaat nasip etmezse bütün peygamberler bir araya gelse şefaat edemez.Bu konuda sorun yok.


Ölü-diri konusuna gelince “Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler zannetmeyin! Bilakis onlar diridirler; Rab’leri katında rızıklanırlar. Allah’ın fazlından verdiği nimetlerle mutludurlar. Ayrıca, henüz kendilerine katılmamış olan şehit kardeşlerine de hiç bir korku ve keder bulunmadığı müjdesinin sevincini duymaktadırlar. Onlar, Allah’tan gelen bir nimet ve keremin müjdesi ile sevinirler. Muhakkak ki Allah-u Teâlâ müminlerin ecrini zayi etmez.” (Al-i İmran 169-171) HZ.Muhammed (S.A.V) Allah yolunda ölenlerin başını çeker dolayısıyla ona ölü demek ayete karşı çıkmaktır.

İşin özü bu batıl düşüncelerinizden kurtulmanız için duacıyım.Aydınlanmak anlamaktır, anladığını zannetmek değildir.Bu konuyla ilgili söylenecek daha çok çok fazla şey var mutlaka ama HZ.Muhammed(S.A.V)'in beraberinde HZ.Ebubekir(R.A)'i de elçi sınıfına koyan biriyle uzun uzadıya tartışamam çünkü bu düşünce sahibiyle aynı dine mensup olmam söz konusu değil dolayısıyla aynı şeyi tartışmış olmayız.Selam ve dua ile.

Merhabalar
Yorumunuza teşekkürler
Şefaat vardır kimin elinden kime olacağı konusunda ise kuranda bahsedilen ayette en ufak bir ima dahi yoktur
gaybı bilmiyoruz ama Allahın bütün işlerini MELEKLERİN GÖRDÜĞÜNÜ DE ayetlerden BİLİYORUZ.. Bu arada Allahın elçisi bir değil ikidir neden ikinin ikincisini hiç anmıyırsunuz Halbuki onun çok büyük yetki ve gücü vardır diyen kuran ayetleri var Ama Hz muhammed için böyle bir ibare yok yağmuru yağdıran canımızı alan kıyameti koparan vahyi getiren de meleklerdir Ama biz her şey Allahtandır deriz şefaat de bu sebeple Allahtandır
Uydurup söylenmiş şeyleri benimsemişler biz de hala onları taklide devam edemeyiz
Akıllıca ve edeplice şefaati Allahtan dilemek en makul yoldur
Ölüler işitmezler ve ölüden dilek dilemek HARAMDIR
Peygamber canlıydı o bir kuldur kuldan dilek olmaz ve (her can ölümü tadacaktır- ayettir)
Hürmetler:)
selam ve dualarımla