Alengirli aşk
Bugün gözlerime her şey bir hoş geliyor
Demli çaya, ince belli bardağa tersten bakıyorum Her sabah gülümseyerek geçen Tanya bile öyle çirkin görünüyor ki Kızın beline sardığı yılan derisi kemerin ağzı iki karış açık kalmış dantelli mavi gömleğinin düğmeleri kırıldı kırılacak Tövbe tövbe ! Halbu ki havada ne Güneş var, ne de kavurucu bir sıcak Yine saçmaladım değil mi. ancak, adamın başına taş yerine sevda düşerse olacağı benimkisi Dün gece bir dram filmi seyrettim, berbat bir şeydi Ulan eski filmler ne güzeldi be ! Şimdiki oyuncularda iş yok, senaryo dersen resmen kestane jönlerin aklı fikri Burjuva seti çıplak Cannes de. Tamam, hepsi iyi güzel de Mesele şu; aşka yabancıyız gülüm. Nereye baksam yıkık dökük viran olmuş kalpler Nereye baksam cam kesiği hüzün ve perişan halde kendi içinde çırpınan alengirli bir dünya yani yabancıyız; sese, soluğa ve o unutulmaz aşklara Bu yara başka yara Yok hayır bu böyle olmayacak arkadaş En iyisi elime bir kazma alıp derin bir mezar kazmalıyım Taşı kan kızılı traverten damarlı olmalı Üstünede şöyle yazmalıyım Ulan laf anlamaz adam seksen doksan dururken yetmiş altı model balatasız bir kamyonetle kırmızı ışıkta İki yüz yirmi ile transizt geçilir mi be ! Olacağı buydu işte ve sonra siren sesleri ambulanslar filan trafik polisleri, meraklı bakışlar, korku ve heyecan sen uzaktan kahkahalatla gülüyorsun ya da ben mi yanlış görüyorum burnunu çeke çeke ağlıyor musun yoksa Yapma, gözünü seveyim bu Hollywood yapımı değil, Yerli yerinde alengirli bir aşktı işte "Türkish Cinemascope" da sırılsıklam demişti ölmeden bir nefes önce palyaço kılıklı adam . ... |
Teşekkkürler.
Saygımla.