Diyaloğun icadı
Bunca günden sadece birine ölmek
ah ne de zordur tırnakları bileyip bayramlık traşlarıyla çocukların yüzlerini arşınlamak - bu tam üç yüz altmış beş gün çekiyor - Döndürün dünyanın etrafında... Seç-al tanesi bir ömür eden intiharlar bilirim ateş olsa yakmayacak yangında o tüm bedensizleri giyinen mezarları bilirim dirimli dirimsiz boşlukların ayasında çizgisiz çığlıklarıyla dağları boğanları bilirim ya da delirmiş parantezlerden akan irinlerin kokularından seçilmeyen cümleleri ezberlerim bilirim ki bozuk aynalar intihar tutmaz ya çatlatacaksın karnının rahimle çerçevelenmiş sınırlarını ya da öfkesinden söküp atacaksın ölü bir gelinin duvaksız matem havasını - Seçim senin! - Yokuşları evcilleştireceğim peki... Madem yoruyor kaşın gördüklerini madem kirpiklerinde pas halinde bir görü öyleyse söküp alman icap eder fikrinden bu naaşı beni seni bizleri tüketen bu devri kaydet bir köşeye not al çapraz ateşlerin sıkıştırdığı yarını ki sonra karşıma geçip - yaranı evlat edineceğim deme bir fikir gibi ihanet ederim sana öyleyse son bir kez daha söylüyorum tüm bu katliamların ardından ceset torbasıyla poz verip - siyah açıyor beni diyen o kadının delik alnından seslen de ki - çok hızlı ölüyorsunuz duyamıyorum sizi bak çoğul da oldun ayaküstü yorulduysan otur - yok iyi böyle ölçtüm avluyla ölüm arasındaki geceyi cüceler soyunuyordu yıldızları nasırlı gözlerinden süzülüyordu şafak ki kızıl emanet bir kuyuydu derini en derini işte tam orada duasından boşalmış bir kelâm bileniyordu insana ki okusan kesilir sesin |