kim sürdü kaderimizin siyahını bu yıkık duvarlara Eva hangi rüzgâra yenildik kimin adını sayıklar şimdi kuşku bombardımanına sarılı bu mahremi yanık giz bilemiyorum Eva yatmıyordum epeydir solgun papatyalarla törpüsü gecikmiş uykulara çıkarmıştım çoktan eskimiş postalları katılmıyordum epeydir gece vardiyası gecikmiş yoklamalara...
eski bir gemici gibi bağlanmıştım hayata uzun saçlı rüzgârları ve rimel değmiş yıldızları sokmayacaktım artık yatağıma dik açılarla basacaktım kaldırımlara yıldızların görünmediği gecelerde sende/leyecektim belki ama hiç aldırmayacaktı aklım bu tornistan kanamalara
hangi vakitsiz iklim yanılttı, kandırdı çiçeklerimizi ki; aşk tutuklu şimdi, solgun adımızın ardında kim sildi andımızı ışıklı neonlardan kim susturdu bizi minik bir serçe gibi kim kandırdı ikimizi birden Eva kim b/uladı içimize bu kızıldenizi
camların pervazına dek yazardım adını dünlere batırıp fırçamı nasıl tükendi de çöktü göğün kafesi bir tek kümülüs harflerle gömdüğüm adın kaldı şuracıkta kim döktü yarınlarımızı çöpe kim aldı mavilerimizi Eva kim buldu zulamızı kim çaldı denizimizi
rüzgâra mı yoksa yağmura mı dua etmeliyiz şimdi ki; söndürsün yanaklarımızdaki elma şekerini/yanık izlerini eşkenar alçılı kırıklar mı bedeldir şimdi ana evine düşmüş bed muştular gibi kim verir şimdi bu dostlar sağolsun oturuşun bedelini ya bu inişsiz tepelerin ardına uzanmış kayra alâmetin hesabı! biz bize yeteriz derken kim bitirdi bizi Eva kim kuruttu kim maya çaldı kuyumuza kim çaldı aptal ıslatanlardan izimizi kim ayırdı bizden bizi
şâhikâsı donuk tepelerde açsın şimdi dokuz yapraklı ortancalar acil anonslarla ezilsin, imhâ edilsin dikeni bol arzular sözüm yok artık kırdım attım kemanın mahur kamçılı tellerini geniş kavisli bir lâ çektim ve teyelledim, o mahmur gözlerinin meylini!
kim soktuysa bu Anzavur hançeri ciğerime bu ödedikçe bitmeyen kimin diyetiyse hakkım helâldir yine de hep, umudu büyütür diye bilirken mavileri içimde hâlâ kurdeşenler savaşıyor niyeyse bir tahiyyat borcum kalmış ödenmedik, bir münker mehri merak etme haram katılmamış sevgilim onu da yattığım yerden öderim!
melekler mi soktu bizi bu günâha yoksa Eva ne Süfyan’ın çubuğundan dumanlamıştık ne Cehil suyundan içmiştik oysa anadan üryan beyaz bir mendile kundaklı günahlardan düşülecek sevda payıydık aslında olsa olsa geceyi, sabahın kiri sayan iki budala!
ne çok şey tanıktı bize ve ne çok şey bıraktık Eva ne çok o altı itâlik harfin ardında!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Nebiha hanımın şiire verdiği nefes okadar güzel yakışmış ki her cümle bir başka düşmüş dudaklarından her iki yürek benim için okulu olsa gidip ders alacağım kalemler tebrikler her iki cana
o bir kadife yürek o bir dostluk abidesi o bir can pâresi o bir ses makinesi o bir davudî tanbur o bir gökyüzlü Kalimera o bir hoca o bir yürek kesesi o kem seslilerin bile kimsesi dâimi insanlık kurulmuş fıtratı nesi olsun ki daha
camların pervazına dek yazardım adını dünlere batırıp fırçamı nasıl tükendi de çöktü göğün kafesi bir tek kümülüs harflerle gömdüğüm adın kaldı şuracıkta kim döktü yarınlarımızı çöpe kim aldı mavilerimizi Eva kim buldu zulamızı kim çaldı denizimizi
merhaba şiire sevdalı yürek tebrikler harika bir şiirdi yine Kalimera dostumuz da sesiyle büyülemiş şiiri çok beğendim usta savrulup gittim ben artık kolay kolay kendime gelemem bana göre güne yakışır aşkla kal usta kalemin körelmesin
İsa inan tarafından 1/21/2013 11:58:11 PM zamanında düzenlenmiştir.
İmgelerin farklılığı ve anlatım Eva kadar güzeldi sorgulamalarda...İmgenin şiire verdiği değeri ve kaleminizin yaratıcılığını kutluyor saygılar sunuyorum efendim.
İlk defa bir şiiri okumadan (dinleyerek) yorum kısmına geçtim. Sorum şu: Şiiri gösteren seslendirme midir yoksa seslendirmeyi gösteren şiir midir? Güzel bir şiiri duymak istediğim bir sesten dinledim.
Evet , şiir duygularla değil sözcüklerle yazılır, diye özetleyerek yazınızın ilk iki üç cümlesini; sonra da tüm bu açıklamalarınız için bir düşüncemi ileteyim. Daha geniş bir okuyucu kitlesiyle paylaşabileceğiniz ayrı bir yazıya vesile olsun bu yazdıklarınız. Saygı ve selam ile
selamlar öncelikle orfeo dost bir iki şey söylesem yorumunuzun altına umarım yanlış etmiş olmam.
şiir aslında bir ses bütünlüğüdür. her ne kadar duyguyu aktarmak ön planda olsa da onu yerine getirirken seçilen kullanılan kelimeler bir birini dövmemeli kulağı tırmalamamalı, içindeki tını ahenk usul bir nehir gibi akmalı ve ustalar der iyi şiir sesli okunduğunda belli eder tavını. bir de şiirde iyi şiirde kelimeler araçtır aslında şiirin suyuna kapıldığında ayrı bir pencere açılmalı okura. keliemeleri tavlayan kamçılayan ve onlara yeni bir kanat olan-olması gereken- imge dediğimiz deniz aslında bunun içindir. şiir ayrı bir panaroma metaforlarsa okura o iyi güçlü şiirdir. ve tabii şiirdeki kurgu biçim biçem bütünlük devamlılık özgünlükle de pekişmesi gerekir. bence her şiirin en akılda kalan bölümü finaldir çoğu zaman ayrı bir şiirdir derim. o güçte olmalı. elbette belli bir kurala tabii olmayan ama genel müştereklerle birleşilen şiir istemleri. ve elbette bunların hepsini şiirde yerine getirmek zor iştir. ve birazdan çokça da bir yaradılış hadisesidir.
ve genelde hem iyi yazılar yazıp şiirda de kuvvetli olan çıkmaz nedense. şiir ayrı bir dünyadır. ve bence tüm yazı sanatlarının en zoru en zor ilgi çekeni. derim bazen uzaya taş atmak gibi bir şeydir. ve orada bbir hedefi vurmak ne kadar zorsa şiirdeki başarı da o derece zordur. ondan ki büyük şâirlerin bile 20-30 akılda kalıcı şiiri olur o bile yoktur çoğunda. ama kesin bir şey vardır; şiir emektir çabadır tutkudur sevmektir aşktır ona yeterince değer veren mutlaka geri dönüşünü görür iyi şiir mutlaka sahibini bulur.
nezdinizde size tüm dostlara teşekkürlerimi sunuyorum