“””””YOKLUĞUN SERZENİŞLERİ”””””Yönünü ateşe çeviren kalp yanmak nedir iyi bilir, Paris’te bir deliyim, kıblemi kalp yutmuş… Elimde ağıt yakan bir piyano, parmaklarım Jüliet. Bastonlu karanlık bir körlüğe sebep oldu aklım, Mantığını yitirdim beklemenin, Romeo ölsün cennetimde. Sevgili senin yüzün kimden kaçıyor, Ey güzel kadın sarmalı senin yüzünü ipeklere. Kısacık bir merdiven aklımın sahiline açılıyor, Boğulmak nedir anladım, yokluğun kaç çeşit çiçek açıyor. Medet umar oldum gaipten. Şimdi buğusunda bir camın harfler yitik, üşümüş soy ağacım. Yetimlik bahşedildi bize, “Yunus” olmak değildi gayem. Okyanusta bir balığın, iyiliğimi Halık bilir, Ben balığında bilmesini isterdim. İkiyüzlü insanlık silsilesi, ben samimiyeti saklıyorum kendime. Susmayı öğrendim iki günde, yıllardır sesim kâinata gebe. Dünyanın bütün yıldızları inin evimize, Körlüğe çare bulamadım ben, karanlığımı almaya çalışmak boşunadır. Boğulmak nedir anladım, yokluğun kaç çeşit çiçek açıyor. Medet umar oldum gaipten. Sıfırın kalbine artı koyun, teklik nedir anlasın. Kuşlar göğe kanat çırpar, ben senin narına… Çevirin çıngıraklı takvimleri, saatin sessizliği çok acı. Zaman tünelime inmeyin, çok derindir, Fiyakalı aynalar beni izliyor, bencillikten arının. Tüm insanlık şüpheye yakın, Güveni istiyorum ben, uzaklık iki adım… Boğulmak nedir anladım, yokluğun kaç çeşit çiçek açıyor. Medet umar oldum gaipten. İstemiyorum artık seni, istemiyorum kimseyi. Kibrim bundandır çeviriyorum gözlerimi yüce göklere, Rahmetinden nasibini almalıyım bolluğun… İnsanlık üç kuruşluktur, satın almayın ağlarsınız. Teklik telaşında gezinin, tespihleriniz kan kırmızı, Gözlerinizi silmeyin, onlar mührüdür sadakatin. Eğilin zalimler, kalp şaha kalkmış tahtında, Boğulmak nedir anladım, yokluğun kaç çeşit çiçek açıyor. Vazgeçtim yokluğun beni terk etmesinden. MELEK GÜRSES |