sözlerim şimdi karcığara yenilmiş sûfî ezgi hayat gölgesini vurur gibi domino etkili.
damağı şekeri unutmuş çocuklar var doğarken ölmediği için şanslı olanlar takaza nefesler kılıçmış öğrendim yeni ambianslarla taşıyorum kendi kutsal emânetlerim bile bozgun renkli yeni kadınlarım var şimdi yeni sloganlarla okşuyorlar beni aşk şimdi, acının göğse giyileni!
şiddet sulhü kırıyor nicedir imkansız rüyâlar topluyorum mantar gibi seni zehirleyecek taamlarım da yok artık yazamıyorum eskisi gibi dilimi dağlıyorum akşama dek nikotinler bile iffetsiz umursamaz kâfiyeli giderek gömüyor kirpiklerim gözlerimi
yazmıyorum bilerek şuracıkta ölebilirim alnına son bir kerecik daha secde olsam gibi afili cümleleri algıda seçicilik sorunum varmış özlemiyorum artık gamzelerine park eden terleri umurumda olmuyor hiç irislerinin bâde yeşili şimdi daha bir yakıcı kendimi aklama seanslarım hep yenilmişim diyorum hep yanlış tefsir etmişim gözlerinin rengini
usul dalgınlıklarımı çifteliyor rüzgâr bu ara, ne var ne yok kendimleyim keşfedilmemiş yalanlarla mekanlıyorum geceleri yalnız değilim şükür! püfür püfür göğüs dayıyoruz poyraza yalnızlığım ve ben artık kimseyi götürmüyoruz yanımızda
ne zamandır yüksekten seyrediyorum Ulus Park’ına yüksekten bakanlarla yan yana zamanı iğdiş edilmiş kadınlar geliyor arada salıları çirkinliğini tamire perşembeleri saçlarını şefkate ayıranlar -laf aramızda hangi renge saklansalar da avuçsuz onlar- yardıma muhtaç alışkanlıklarla kandırıyorlar kendilerini sözümona günahlarını avutuyorlar kan oturmuş bazıların gözlerine kırışmış gamzeleri çok belli ensesinin solundaki soluk kahve ben’i kimsesiz hayli
ben mi yeni bir dünya filan aradığım yok tahliye şartı henüz bulunamamış bir fâilim! deklanşörün tutukluk yaptığı anda gebeyim hâlâ deli miyim birinin esâretinden kurtulamamışken daha müntehir duraksamalar dışında rahvan seyirdeyim
dur, yeri gelmişken sana bir sır vereyim canı acırken sevinemiyor insan sevinemiyor insan c a n ı acırken veremli cümleler kurmayacağım diye yeminim var lâkin, kırmızı çitli bahçeleri hiç sevmem bilirsin
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Kırmızı Çitli Bahçe Ve Domino Etkisi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kırmızı Çitli Bahçe Ve Domino Etkisi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Yazında olsun, yontuda olsun, fırçada olsun... Her nede olursa olsun. Sanatçı farklı bakmalı, farklı görmeli, farklı söylemeli. Bu açıdan değerlendirdiğimizde Serhat Akdeniz artık bir şair değil, sanatçıdır. Dizelerindeki unutulmaz tat, kulağımızı ve ruhumuzu okşayan ses onun özgünlüğüdür, ustalığıdır. Okuyup da keyif almamak elde mi?.. Teşekkürler paylaşıma usta; iyi ki yazıyorsun. Nice paylaşımlara... Esenlikler içinde...
+şiir mi bu? -bence ötesi.. +nasıl yani? -şiir de ne istediğine bağlı esasında ya da şiirden ne anladığına +peki ama... -aması yok dostum, aması yok.. şiir evrensel olmalı ve kucaklamalı herkesi.. öyle hep aynı pencereden de bakmamalı ya da yalnızca kışı yaşamamalı.. öyle aynı şehirlerde de gezmemeli, görmeli diğer şehirleri, diğer insanları, dokunmalı kalplerine, hissetmeli yeşermeyen kelimelerini ve anlatmalı kalemiyle... +içinde olmalı yani hayatın, öyle mi? -ha şunu bileydin dostum, ha şunu bileydin.. lakin geciktin, nerede kaldı çay?
şiirden fazlasıydı...
payımıza şiir düştü, aldık heybemize..
teşekkürler Usta!
Eyvallah özgün ve yetkin kalemine yüreğine keyfiyetine edebi emeklerine
çok hoş bir şiir ancak şiirin uzayıp gitmesi aynı konu üzerinde yoğunlaşmış olması şiirin sonun doğru boğuyor okuyanı bence daha kısa olsa anlatım mükemmel