manevi huzur
Biraz sonra pasta kesilecekmiş gibi
çanak bıçak gürültüsü vardı akşam saatlerinde altıncı biramı yudumladığım Eskişehir’deki barın terasında… Tek isteğim biraz manevi huzurdu ve ben orada bulmuştum kimi ibadethanede bulur kimi meyhanede huzurun yolu farklıdır. Beklentim yoktu, ellerim gibi sadece durmak istedim bir süre amaçsız, herkesin kaybetmeye hakkı olduğunu düşünüyordum ve kazanmak zorunda olduğuna inandırılmış olmaktan sıkılmıştım. Sonra sigara içmek için balkon bölümüne geçtim. Dışarı açılan kapının hemen arkasında duruyordum ve biri o kapıyı sağlam açsa yüzümde şekil değişikliği yapabilirdi. Çok geçmeden biri açtı kapıyı ve zayıf bir kadının siyah çoraplar içindeki ince bacakları belirdi, sonra kendi. Kadın, beni kapının arkasında görünce birden korktu, yo tipimden değil, beni kapıyla incitmekten ki kadınlar incitme konusunda normalde soğukkanlıdır. Biz erkekler duygusal davranırız birkaç eşya kırarız yada duvara yumruk atar genellikle elimizi sakatlarız. Bu hareket fiziksel şiddetin ötesine geçmez ve asla acımızı dindirmez. Oysa kadınlar ruha nasıl işkence edeceklerini bilirler. Ruhu mengeneye alır, kerpetenle sökerler cevherini. Neyse, kadın bana baktı:“Kapı arkası durmak için çok tehlikeli yerlerdir.” Dedi. Cevap vermek için acele etmedim. Bir nefes çektim sigaradan. “Ben insanlara güveniyorum.” Dedim. Sigarasını içerken gözlerime baktı ki bu iyi bir başlangıçtır. Biraz bekledikten sonra sordu: “Öğrenci misin?” “Bir zamanlar.” Verdiğim her cevaptan sonra keskin bakışlarını tenimde hissediyordum. Evet, dedim. Alabilirsin onu, hemen burada, balkonda. Halka açık alanda seks. Bir bu kalmıştı yapmadığın! Sonra kadının baş parmağını farkettim. Buruşuk, küçük penisi andırıyordu. Parmakları yerine penis olan bir kadın! Bir anda heyecanımı yitirdim. Uzun sessizlikten sonra sigaramı kuma batırıp içeri girdim. Bir daha görmedim onu. Bardan içeri yeni bir grup girmişti. İçki servisi yapan kızla bakışmayı seviyordum. Bir içki söyledim ve garson kızı bekledim. |