HOD-PESENDİN ÜRYANI
Sende biliyorsun sevdiğim birgün öleceğiz.
O toprağın nizamini girerek böleceğiz . Ne varsa yaşanmış tek kalemde sileceğiz. Aslında çok kolaymış yaşamak bunu bileceğiz. Sevgilim sen şimdi gittiğini sanıyorsun ya benden. Yüreğin bende kalmışken gitsen ne çıkar bu tenden. Benim suladığım her çiçek sen diye açarken. Sen bana koşacaksin benden kaçarken. Sevgilim samanyolunda yıldızlar sen diye düşüyor. Sahradaki kızgın kumlar bakışında üşüyor. Tabiat varlığını yere sermiş de bakıyor. Nil nehri bile sularını yoluna bırakıyor . Güneş kadife tenine ışığıyla akıyor. Ve senin kirpiklerın güneşin alnını yakıyor. Şimşekler delirmiş gibi birbirine çakıyor. Silahlar mermisini hasreti vurmak için takıyor . Sevgilim gözlerin şems in kardeşi midir yakamozlarda parlayan. Yoksa ateşten cemre midir baktıkça alevimi harlayan. Bir ben var sende bensiz yaşamaya çalışan. Ve bir sen var ki bende maveraya karışan . Benliğim uzak duramaz gölgesinden hayalinin. Bilirim altından kalkamaz onca düş vebalinin. Tarifi mevzu olunamaz bende düştüğün halinin. Düşmek ki üryanıdır senin hod-pesend ahvalinin. ŞADUMAN TATLI |
"düş vebali"
çok güzel..