3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1371
Okunma
Kaçarken kırlangıçlar varlığın ülkesinden
Simsiyah bir boşluktan kendime yol bulmuşum
Kurumuş yanagima katre bile düşmezken
Gördüğüm vahalardan ab-ı hayat ummuşum
Anlamadım hayatın o kutsal hecesinden
Kaçarken kirlangiclar varlığın ülkesinden
Bir buse serinliği yakalarım diyerek
Serçelerin yaralı kanadından tutmuşum
Gördüğüm kabusları uyanmadan bölerek
Kollarımda ipekten bir melek uyutmuşum
Sıtma nöbeti gelmiş gibi hep titreyerek
Bir buse serinliği yakalarim diyerek
Omzumda yakut taşlı bir hasret taşıyarak
Zenginlerin en sefil sultanina koşmuşum
Ar denen hissiyatın salvetinı kırarak
Yıllarca aradığım benliğe kavuşmuşum
Bulutlarda yatmışım alevle yaşayarak
Omzumda yakut taşlı bir hasret taşıyarak
Belki duyar diyerek bu sessiz feryadımı
Bir cami avlusunda namazına durmuşum
Gelincikler üşümüş dinlemekten yadı mı
Gül açmış bülbül solmuş asırlarca susmuşum
Yolsuz bir yolcu diye belletmişim adımı
Belki duyar diyerek bu sessiz feryadımı
Karalanmis bir resmin ortasından vurulan
Yere düşen başımın alnındaki kormuşum
Hali hazır tuzaklar yollarıma kurulan
Ay düşmüş saçlarıma ne denli cesurmuşum
Bir mazi var hesabı gelecekten sorulan
Karalanmiş bir resmin ortasından vurulan
Yeni güller açarken sevdanın bahçesinde
Ödediğim bedelle aynada buluşmuşum
Vuslatin adı neydi aşıkların lehcesinde
Bu gözlerden göçeli ülkemi unutmuşum
Kaç günahı saklıyor taktığı peçesinde
Yeni güller açarken sevdanın bahçesinde
5.0
100% (1)