AYRILIK BALABAN… AYRILIK!Aralık yaklaşınca hep böylemi olur? Böyle çelimsiz, soğuk, kara-kuru çocuk Zoraki günlerini bekliyoruz oturmuş… Şu denizin ırzına geçen balıkçılara, Kirpiğine değen, papatyadan selam göndereceğim Bizi bu ayrılıkta buluşturan her kese… Anılar; usulca boynumu büküyor(sun)uz Göz kapaklarımı yaktım, ıslanmasın, Düşmesin diye, akşamdan, geceye bir zılgıt Başlar Şehrin iki yakasında korkularımız Benim, sarhoş, serseri aşklarım var Sus! Göğsümde uyuyor iki anarşist Nasıl anlatırım seni, antilopların Kızgın gözlerine, (sidik) kokan aşklarını? Beynime nasıl enjekte ederim Unutulmuş odalar değil mi yolculuğumuz? Bana bir elbise giydir, içinde bütün renkleri olan Yandan tara saçlarını, elbiseme kardeş olsun bakışların. Keşfedilmemiş akşamlara, bakire rüzgârlar ısmarla. Kanatlarında bekleyecek. Seni bir kadın… Bu günler böyle geçmez inan Omuzlarım yine gül suyu kokacak Yine kadife bakacağım Karşı-ki kıyıda esmer delikanlılara Ve sen, sadece uğuldayan…! Güneş yine güzel açacak Yine güzel bakacağız vapurdan inen işçilere Kapa gözlerini Boşuna değil bu gayretim Bu şiir boşuna değil! Ayrılık balabanda saklı Sevgilim, Bir gün bütün bu sabahlar bitecek Ve ben, çekip gitmiş olacağım Okuyup, anladığında sen Beyoğlu geceleri, sende şahit ol Bu buruk, sonbahar akşamına Hangi masada, bir karanfil bulacağım bir gün? |
Kaleminiz daim olsun