Anne çiçeği...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın düşmeye gör,tüm cihan katleder,ana yüreği af/eder :-(
ben kaldırim gülü oldum unut beni anne dediğinde o kaldırım taşı sen altında ezilen anne çiçeği ben yavrum Haticem her ayak basıldığında üzerine ahhh eder anne çiçeği kim ne derse desin ne durumda olursan ol ben hep senin annenim dön gel bağrım açık kalkan gibi korurum seni korkma birlikte savaşalım oralarda yanlız kalma diye yalvarmıştı ilk ve son aramasıydı telefonda ve gidememişti cesaret edememişti savaşmak için güç yoktu dizlerinde yüreğinde kirlenmiş bedeninde ellerinin kiri olmuştu çocuk yaşta çıktığı erkeklerin kendisinin ise sonu masum küçük bir kartopu günah çığ olup altında ezmişti o’nu adı çıkana kadar canı çıksın demiş babası da dahil tüm akrabaları idamlık mahkum gibi ipini kesmişti dayanamayıp onca baskıya bir ikinci hataya düşüp evden kaçmıştı şimdi kaldırım taşı eskiden hatice sesi nefesi yoktu artık adı gibi baba evinde kalmıştı prangalar sustalı bıçak dudaklarında sus sarmaşıkları yüreğini kaplamış ağulu çiçekleri panzehirsiz anne çiçeği her ahhh ettikçe hatice bin ah eder hatice bir ahhh ettikçe anne çiçeği kanlı gözyaşı döker keşke ah keşke o ilk günlerde dön diyen anacığını dinleseydi bu kadar batmadan çamura azıcıkken kiri pası babacığının ellerinde ölseydi ölmekten ne kadar çok korkmuştu o günler şimdi her gün bin kere yüz bin kere ölüyordu morfin vuruyordu duygularına yoksa dayanamazdı duvarların şahit olduklarına her ayak izinde bir yaprağı çürüyordu anne çiçeğinin her yaprakta sarmaşıklar büyüyordu yüreğinde ağulu panzehirsiz sarmaşık çiçekleri ve kaldırım taşının altında ağlayan anne çiceği ölüyordu dön dediğinde dönseydim anne keşke namus kurşunuyla ölseydim anne her gün ama her gün ölüyorum anne ölüyorum diyordu ağlak elleri ile yine kendi kendini boğuyordu |