BÖĞÜRTLEN DİKENİBöğürtlen dikenleri sarmış gönül bahçemi Meyve niyetine dadananlar var. Hoyrat bir aşk, Mesnetsiz istekler Ve bitmek tükenmek bilmeyen sancılarım var benim. Derin bir mevzuu bu. Dibini gören olmamış hiç, koca bir tabur kaybolmuş kuyuda. Atılan hiç bir taş yüzeye bulantısını verecek kadar sığda vurmamış dibe. Kalbe basılan taştan haberi olmamış, başını kuş tüyü yastığa koyanın. Dağ dağa küsmüş, dere görmeden sıvanmış paçalar. Geceler yari olmuş, yarine eremeyenlerin. Aynı gece kimlere kucak açmış, Aynı anda kaç kişi idare edilmiş birbirinden habersiz. Ve aynı gecede teslim edilmiş bir çok nefes, Şehadet yerine sevdiğine selam bırakılarak. Yeni yetmelerin cips poşetinden çıkan hediye kuponu şimdilerde aşk. Bedavaya alınabilirse tatlı geliyor, En küçük boy olduğundan çabuk bitiyor. Ve bir çoğunun umurunda olmadan kampanyanın süresi doluyor. Eski şarkıların müziklerinin üzerine küfürlü sözler yazıyorlar. İsyan ediliyor. Allah üzerine yeminler edip kandırıyorlar kendilerini. Böğürtlenlere dadananlar, dikene sövüyorlar. Gül’ün sayesinde de olsa, dikenin itibarını görmezden geliyorlar... Ben kimi kime şikayet ediyorum. Aynısın laciverti değil mi benim yaptıklarım. Aynısını bana yapmadılar mı sanki. "Ben sövmedim ki" Bir saat görebilmek için bir yıllık ömrüm gitsin -diye dua ettim bir kere. İyi ki kabul olmamış gerçi. Ölümü bu güne çekmek ne büyük bir cehalet yarabbi. Şuursuz bir şekilde çıkılan yola, Ergen haritasının kuzeyinde ayrılan bir patikadan geçerek devam ediyorsunuz. Sarı yapraklarının döken bir ağaç içinize hüzün verecek. İşte oraya sırtınız dayayıp güneşin batışını seyredeceksiniz bir zaman. Baya bir yürüyün, binlerce çiçek içinden geçeceksiniz, hiç biri umurunuzda olmasın. Sol yanınızda hafif bir çarpıntı olacak, Korkmayın, konuşamayacaksınız biraz. Ayaklarınızın bağı çözülebilir, bağlamaya çalışmayın, ayakkabınız değil çünkü. Sonra aptal bir gülümsemeyle tekrar bakın o çiçeğe. İçlerinden en güzeli, en canlısı, sizi büyüleyen rehası. sayamayacağınız bir yığın özellik işte. Şimdi en güzel anlarınızı yaşadığınızı zannedeceksiniz. Bu kadar kaptırmayın kendinizi desem de inanmayacaksınız. Hatta biraz sonra sesimi de duyamayacak, derin mevzuu da kaybolacaksınız. Neyse, sesim kesik kesik geliyor size, siz beni arasınız. Ve sakın bir sinyal beklemeyin hat kesilecek diye, Böğürtlen tarlasından geçerken dikkat edin dikenleri batmasın. Avucunuza toplayın yada, sarı, uzun otlara dizerek ikram edin, Merak etmeyin, ikram edeceğiniz, kendinizden vereceğiniz çok şeyiniz olacak.... |
Bedavaya alınabilirse tatlı geliyor,
En küçük boy olduğundan çabuk bitiyor.
Ve bir çoğunun umurunda olmadan kampanyanın süresi doluyor.
Eski şarkıların müziklerinin üzerine küfürlü sözler yazıyorlar.
İsyan ediliyor.
Allah üzerine yeminler edip kandırıyorlar kendilerini.
Böğürtlenlere dadananlar, dikene sövüyorlar.
Gül’ün sayesinde de olsa, dikenin itiibarını görmezden geliyorlar...
Malesef şimdilerde aşk, cips poşetinden çıkan hediye kuponu gibi; dikenin itibarını görmezden gelmek ise nasıl büyük bir bir yanılsama ve bu dizeler ne kadar da güzel anlatmış hakikati..Bir kez daha hayranlıkla okudum tebrikler..