Aşk-ı Müebbet
ya zaman çok kötüydü
aşka ya da aşk kirlenmişti o sonbaharda ... ikimizde yaralıydık zamandan ve damarlarımı kestiğimde mazi akıyordu kil rengi bir mazi her şey öylesine yitirmişti ki sadeliğini gözbebeklerimdeki çocuk yitirilmişti ellerimle sana verdiğim gül kuru bir daldan savrulan yapraklar misali boy vermişti darağacında ve aşk iki zindan arası müebbetlik hasretimdi ya idamlık olacaktım ya da voltada ’adım’ sensiz çok zaman geçti ne ben seni unutabildim ne de sen beni hatırlayabildin öyle sıcaktı ki gülüşün öyle mağrur bakışın git diyemedim sana yıllar yılı misafir ettim her anını şimdi dışarıda sonbahar akıyor dallara müebbetliğimin onuncu yılındayım bu böyle gitmez biliyorum bir yerde; voltada belki de uyurken yatakta pili bitecek saatimin ya da kayışı kopacak kalbimin ve dur diyecek bana zaman yeni sevdalara, umutlara akacak yürekler ama aşkı bulamayacak hiçbir düşünce keşfedemeyecek hiçbir şiir ya da yazamayacak hiçbir roman ve zaman usulca terk edecek kendini bir diğer zamana...ykp |