İdam ne Sefil Bir İşkence
Tüm sokaklar kapanmış öteden
Çıkar yolum kalmamış ezelden Bir ip sallanmakta öylece Ben vatanı savundum Suçum buysa eğer boynum kıldan ince Vurdu ardından hakim çekicini masaya Kızmıştı belli... yüzümdeki o sert bakıştan Karar dedi insafsızca...İdam en makbul yolmuş bana Sağımda bir asker solumda bir asker Yürü dedi sadece...Yürüdüm sonsuzluğa Az ilerde meşhur darağacı lakaplı idam masası Kalabalığa baktım usulca...Bir şey söylemedim Bir basamak çıktım içim yandı Ardından bir basamak daha çıktım Geçmişim geldi gözler önüne , ayaklarıma serildi Üstlerine bastım bir basamak daha çıktım Zirve soğuk , Kimseler yok ve sessiz Bir ben vardım... Bir ip... Konuşamadım... Acılarım büyüdü içimde... Nefret duydum ilk defa o adalet yoksunu kişilere Korktum...Aklıma bile gelmezdi korkum İlk defa bu denli korktum... Son söz dedi az ilerden bir ses.. Bunun hesabı elbet sizlere de yakındır dedim... İp boynuma dolandı sus dercesine Sustum... Gözlerimi kapadım... Elimden başka ne gelirdi... Boncuk boncuk terler süzüldü alnımdan... Adalet adaletten yoksun... Kimseler yok.. Bir ben vardım o gün... Bir sonsuz karanlık... Ölümü diledim en acısız şekilde.. İp kavradı boğazımı kesercesine... Sonrası meçhul bir ayrıntı... İdam, ne sefil bir işkence... |