Sen Gittin DE Ben Kaldım Mı Sanıyorsun Kendim DE
Sen gittin de ben kaldım mı sanıyorsun kendim de
Sırat köprüsündeyiz sevdiğim ikimiz de Ya geçip gideceğiz cennetin kapılarından özgürlüğe Ya da ölüp gideceğiz ayrılığın surlarından toprağa düşerek Tut artık yüreğimden sevdiğim tut, can bedenden çıkmadan tut Yokluğun karanlık olmadan ellerimden tut Sen gittin de ben kaldım mı sanıyorsun kendim de Dolunaylı bir gecenin ayazında kalmadan Baharlar kışa dönmeden, karlar saçlarıma düşmeden Sarıl nefesinle nefesime, bu can benden gitmeden Kaç gece yokluğunla kapattım gözlerimi Varlığımdan habersiz dünyamda yüreğimde yaşatarak Düşlerimde illegal severken seni, Koynumda kaç gece sabahladığını bilirmisin ? Sevdiğim. Yüreğimi hançerleyip giderken öldüğümü bilirmisin ? Sen gittin de ben kaldım mı sanıyorsun kendim de Özlemlerime keskin bir bıçak düşer her gece Sensiz geçen saatler kanatırken gözlerimi Umutlarımı yokluğunun dar/ağacına asarken Hasretler içinde boğulduğum yüreğimi kurşunladım sevdiğim Aldığım her nefeste seni sensiz yaşarken Bir adam ölür her gece nabzı durmuştur Kör bir bıçak yarası kalmıştır yüreğinde Amansız toprak intikama ant içmiş gibi Kan uykulardan gözlerini açtığında Bir de yalnızlığınla sarmaş dolaş olduğun, mağrur sevişmelerin kalır Ayaz yemiş fidanlar görmeye başlar gözlerin Sen gittin de ben kaldım mı sanıyorsun kendim de İbrahim DALKILIÇ |