0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1067
Okunma
Gidip gelip sana çarpıyor yürek dalgakıran misali!
Bazen bir çığlık oluyorsun ağız dolusu
Bazen sızlayan bir yara
Bazen yürekten gelen bir kahkaha
Bazense gözlerimden yerçekimine yenik düşen yağmurlardan biri
Damla damla…
Dönüyor dolaşıyor sana çıkıyor yollarım
Yüreğimin anımsamak istemediği,
Ayaklarımın geri çekildiği bir yolsun
Çoğu zaman sisli dağlarda kaybettiğim kardelenlerim…
Dalgalardan yorgun düşmüş bir limanım ben
Sense durup durup hırpalıyorsun beni
Kimi zaman uykudaki bir yılan gibi olsan da
Çoğu zaman azgın denizler kadar yoruyorsun…
Ben vazgeçilmez olmadığımı biliyordum da
Sen vazgeçilemez olduğunu bilmiyor muydun?
Sus/uyorum boğazımda tıkanan
Dudaklarımı çarpa çarpa kanatan cümlelerim varken
Sus/uyorum sana
İstanbul boğazı kadar suyla doluyken içim
Ve sonra bir ateş kasıp kavuruyor beni
İçin için…
Avuçlarımı açıyorum her ay yükseldiğinde semaya
Yıldızlar bir bir avuçlarımın çorak topraklarına atıyor kendini
Ben ise küçük bir çocuk kadar seviniyorum
Oysa gökyüzü ağlıyor konu her sana gelişinde
Ben gökyüzünün bağrına ateş bırakıyorum
Senin ise sevdan yakıyor beni…
Durup durup ağlıyorum
delirmişim sanki
Yürek ağlıyorken,yüzüme yapışmıyor gülümseme
Sonra aynalar yüreğe isyana her çıkışında
Haklanıyor gözyaşlarım
Ama ‘HAK’ seni getirmiyor bana…
5.0
100% (2)