GÜNAHneydi sığmayan daracık hayatlarımıza ellerimizde demlenen kelebeği neydi kaçamak bir sona zorlayan koparmak için sevmeleri öfkeyle şah damarından bu ciğerlerimizi emziren duman kırpığı üzmelerden sıyrılmak adına mutluluğa yetmeyecek kadar zalim kılan neydi zamanı... hangi yara sarıldı hakkıyla koynumuzda penceremizde hangi gündü kaygısız aydınlanan sır perdeleri ardında kalan ayı arsızca küstüren bunca bedeni kozasında sıkışıkken yüzsüzce acıtan kana kana ağlatan o köhne sebeb neydi sevmeye kuruluydu çürük etimiz her gelene yenilendi son bulmayan yeminlerimiz en kıymetlimize çatıldı an geldi kaşlar an geldi kendimiz oluverdik çatık bakışlar karşısında kalan... yatağımızı buz dolduran o yılka ayaz kendi içimizden esmedimi bedenimize kendi ellerimiz çekmedimi bedenimizden öfkeyi kusmadıkmı kinimizi kendi üzerimize her yıldız gölgemizden yüksünmedimi gözden kanlı yaşlar döküldüğünde düşmedik mi dizler üstüne biz kirletmedik mi bu dünyayı üstüne üstlük utançla her başımız eğildiğinde en sevdiklerimiz çekmedimi ilmeğimizi öfkeler dağ olup patlarken günahlar eşiğinde dönüpte kendimize kösteklenmedik mi ayağa kalktığımız her kısa an düşmedikmi kendi içerimize yetmedimi hırs kundağındaki çıkarlar tıkanana kadar doyuran bu cüzzam kokulu günahlar zalimce kanatılan bu dünyanın irinli yaralarına duadan merhem olma zamanı sizcede gelmedi mi... GG... ... |