50.BEYİT & ÖLÜMÜ ÖLDÜRMEKOla ki zalimlerin sesi mazlumdan gürdür, Ne devlet tam bağımsız ne O millet özgürdür. İstikbal denen çocuk istiklalin değilse, Mihrap sırtını döner seccadeye eğilse. Buldun mu neresinde köşkün, sarayın, kasrın? Yolunu kaybettiğin yirmi birinci asrın. İster hasırda uyu ister altın hamakta, En az uyanmak kadar kader uyanmamakta. Uyan, perde ardında kukla oynatılmasın, Uyan ki can özünde katran kaynatılmasın. Bastığın zemin toprak, toprak üstündeki dam, Gideceğin yer belli uyan artık be adam. Toz kanatlı düşlerde bilemez kelebekler, Uyandıkları yerde mutlak bir ölüm bekler. Oysa dirilmek vakti, ölmekse de diriliş. Kuru dalın baharı köklerindedir, iliş. Onlar kuru tohumu inançla çimlendirdi. Üç kuşağı bir gömdü ancak biçimlendirdi. Ölüm getirmişlerdi altı yüz yıllık izden. Akbabalar havadan, piranalar denizden. Ölümün “öl” demekten kolay olduğu gündü, Saat güne, gün ay’a, ay yıllara sürgündü. Gece katran karası, gündüz geceden ayaz, Nakış günü kaderin, yumağı kızıl beyaz. Bayrak sancılarında o iklimi semavi, Yol vurur sonsuzluğa her büklümü semavi. Yol vurur kalyonların aştığı tepelerden. Yol vurur sonsuzluğa sarsılmaz cephelerden. Kaç yüz mermi düşerken bir tek metre kareye, Yol vurur ölüm denen en ölümsüz çareye. Bir çivi çakmak için, şuur abidesine, Yalın ayak koştular ölüm kimin nesine? Dava namus davası geçmek zamanı serden, Silkindi ve şahlandı devir düştüğü yerden. Tüm hesaplar kapandı o hesaba gelince. Bir tek hesap kaldı ki o da inceden ince. Toplayan bir, toplam bir, çarpan, çıkan, bölüm bir, Uğrunda ölünen tek, çeyrek milyon ölüm bir. Deniz dalga boyu hür ve dağlar rüzgârınca, Tüm sancılar dinecek yol menzile varınca. Onlar öyle bildiler, onlar öyle yaptılar, Bir tek Hakkı Hak bildi, bir tek Hakka taptılar. Pusmak yok, zaman zaman edebinden sussa da, Bu gün o gün değildi gökler ateş kussa da. Hani Allah korusun, bir tek gedik açılsa, Bin bir ölüm girecek, bir ölümden kaçılsa. Ölüme sürüyorlar yalın kılıç atları, Mukaddes toprakların, mukaddes evlatları. Tarih yaftası Mehmet, hedef tahtası Memiş, Üzerinde denenir ne varsa denenmemiş. Bu nasıl inanmaktır, bu nasıl bir hamiyet? Öl diyorsun ölüyor top yekûn bir cemiyet. Aciz kaldı son icat ölüm makineleri, Yol tükendi inanmış sinelerden ileri, Gemi büyüklüğünde yüreği her neferin, Gelen ayak sesleri düşlerdeki zaferin. Deniz mavi bir tülbent, sahil iğne oyası, Kan değildi karışan, kızıl kına boyası. Yer kırmızı, gök beyaz sarıldılar, sardılar. Menzil denilen buydu onlar çoktan vardılar. Çırpındı Çanakkale sular bendine geldi, Çırpındı Çanakkale dünya kendine geldi. Devleri aynadaki resmine güldürdüler, Onlar Çanakkale’de ölümü öldürdüler. İstiklal nişanesi alınlarda ki bezgi, Muradın mihenk taşı, varılan o son çizgi. Onlar göz kırpıyorken o çizgiden nihale, Nihal ağlamaklıydı en son düştüğü hale. Her adımda bir yıldız ağırlayan o yerin, Perçinlediği mana gök kubbeden de derin. İki dünya arası ne hat kaldı ne perde, Ölümün pişmanlığı yaşadığı o yerde. İstiklalinin nabzı işte o yerde atar, En güzel sevgilinin sevgilileri yatar Yere eğil yer demir, yukarı bak gök bakır. Kulak kesil maziye hâlâ süngüler şakır. Kapatsan gözlerini yürürler üçer beşer. Kağnı tekerlerinin çığlığından çığ düşer. Hâlâ dumanlar tüter, mevziler hâlâ tandır. Toprağı sık kan sızar, havayı kokla kandır. Bir salâvat getirsen, “ALLAH” desen derinden, Tepeler tir tir titrer, dağlar oynar yerinden. Gayrisiz safta durur tam çeyrek milyon kabir, Allah-u Ekber dersin, tufan kopar “ALLAH bir”. Ölümsüzlük bu işte katık yok mayasında. Sen varsın arşa kalkan avcunun ayasında. Yakut zümrüt çürür de onlara yok çürümek. İdrak tutulmasıdır ürpermeden yürümek Anlatılmaz o yerde titrek bir ot olmadan. Tekrar yeşermek için günde bin kez solmadan. Uyan ve artık vaz geç o ecdada ezadan, Yılda bir adım atsan yurt tutmuştun fezadan. Davranıp ufkundaki zinciri kırmalısın. “Osmanlının nesliyim” deyip, haykırmalısın. Şimdi vira bismillah yol almalı yılmadan, Özgürüm diyemezsin Hakkı hâkim kılmadan. Davran ki rehavetin küstürmesin arşını, Her on yılda bir çaldır onuncu yıl marşını. |
allah razı olsun. iyi ki varsın...