BİLİR MİSİNİZ SİZ BİTMEYEN GECELERİ...
Bilir misiniz siz, bitmeyen geceleri,
Yaşadınız mı hiç, sabahı zor olanlarını? Hani bir sigara alırsın eline, yakarsın ya, Dumanların ardından bakarsın ya akreple, yelkovana. Buğulanır gözlerin, dalarsın ya geçmişine, Yalnız başlayan, yalnız bitenine. Aradakiler mi gözlerinden yaş akıtan! Yüreğine gömdüğün sevda mıdır canını yakan? Geçmeyen saatlere eşlik eden şarkılar mı? Yoksa, radyodaki boğuk, hıçkırıklı ses mi üzüldüğün? Neden diyemiyorsun anlatılan sanki sensin? İhanete uğrayanlardan farkın ne ki? Tükenirsin gecenin uzunluğunda usulca, Sesin çıkmaz, sıkmışsındır dişlerini soğuk demir gibi, Yüreğinin sesi sanki kulaklarında bir feryat olur, Beklediğin ne ki bir köşede, gelmeyen sabah mı yoksa? Yoksa ölümün soğuk sessizliği mi ürperdiğin, Yoksa, sana doğru yaklaşan kaderin ihaneti mi? Sahi kader dediğin yaşadığın mı, Acıların, umutsuzlukların, peşi sıra geldiği? Bir biri ardına çektiğin duman mıdır içini yakan, İçmeyenlerin içi yanmıyor mu ki, acılanmıyorlar mı? Senin acın ne ki, kaldırabiliyor musun, Umutsuzluk düşmüyor mu içine, riyalardan. O şarkıdaki sözler seni anlatmıyor mu ki, Peki o neden yaşadı ki, feryat, figan, gözyaşı? Ya senin akıttığın göz yaşları ne ki, benimkilerin yanında, Çare mi ki, çaresizlik midir bu tufan? Yaşam devamda, Umut, yine yaşamda, Yaşananlarla, Hep birlik, Mustafa Yılmaz |
Senin acın ne ki, kaldırabiliyor musun,
Umutsuzluk düşmüyor mu içine, riyalardan.
düşüyor :(