Kıyam...
dünyanın bütün kaygısı yarınlar için değil miydi
köleliği azad edilmiş bilalin sırtındaki yük misali gözlerimiz görse de dilimiz hep susmadı mı ağzımızdaki dişlerin kenetlenmiş sesiydi duyulan bataklıkta hazine arayan kuşların bile hilebaz yanlarına esrik yanlarımızla baktık. yüzlerinin ardındaki rengi saklayarak güller dönmüşse güneşin yönüne söylenecek iki kelimeyle kapattık perdeleri kayıp tümcelerin alt yazılarıyla kavram kargaşası yaşayıp tebelleş ettik viranlarımıza aradığımız pejmürde yanlarımızı kasım sonlarında değilde eylülün çocuk mevsiminde yitirmiştik. menzilin arka taraflarında seyretmekdeydik ışığı ve dumanı olmayan köylerin arayışını kokusu aynıydı ,sesi hep alazlıydı içten içe büyüyordu içsel kanamalarımız bilinir ki uzak şehirlerde sokaklar hep karanlıktır eğer bir çocuk ölmüşse yağmur ağıtlara erken başlardı toprak taziyeye hazırdır, hep yaslı analarla beraber kırmızı kapta zaman tennure gibi ağır aksak ilerlemekte mezarlar gülistan bahçesinin kahır ezgilerini taşır şafak söktü mü işte o zaman yürek köpürmesi sel olmuştur düşlenecek yarınlar kalmamıştır artık kör oldu gözlerimiz karanlıklardan çocuk kafileleri gelmekte gök rengini kızıla boyamış nefret güneşe kafa tutmakta bütün mumlar ölmüştü artık şarkı söyleyen kadının dili mühürlenmiş kül örtülmüş güllerin üstüne anamın kırık beşikteki ninnisi gelmişti kulaklarıma biz sustuk yok oldu her şey son ok kınından çıkmıştı ve bu ütopyanın son neferleriydik gözlerim ve yüreğim , artık eylem hazırlığında ___________________boş kalan çocuk beşiklerine... Sermin Çınar/İzmir şiirime nefes olan Deniz Pınar yüreğine selam olsun.Teşekkürler |