SimurgŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Şehrin birinde melek olup dünyaya gönderilen
bir kuş ile ihtiyar ve acımasız bir oduncu varmış melek kuş aç hayvanların vücudundaki yaraları temizler ve tüm böceklere yiyecek temin edermiş oduncuda sürekli ağaç katliamı yapar yan gelip yatarmış gel zaman git zaman güneşli bir gün son ağaç kalmış ve oduncu o ağacın gölgesinde uyuklarken melek kuş ağaçtan kalan tek bir yaprağa tutunmuş ve ağlamaya başlamış göz yaşları oduncunun yüzüne düşmüş nur olsun diye ama nerde değişen bir şey yok melek kuş görevini tamamlayıp bir sevgi bulutu olarak gökyüzüne abanmış… Bulutsuzdu; Aç bakışların hükmü Eğer böyleyse sınanmak Ateş ülkesine yolculuk varsa Kanadı tutuşmaya razıdır simurg Hoyrat kalan demlere inat Ellerim titremez bilirim Ayaklarım uyuşmaz Kaçak güreşlerin Altında kalmam Yiğitsem elbet Ölürümde Ölüme… Ağıtları sus analar! İçinde karanfil İçinde nergis Nedir suç/ Kendinden olanı İstemek/mi? Tüm ağır bedelleri Yürek işçileri taşır Sözlerinde ağıtla Gözlerinde şarkıyla Bu duvarlara kınalı el değmiş Maviyi çizmiş yiğitler umutla Bizde; Aşk kırmızı Kefen kırmızı Bir gün elbet bir gün Çirkef kapıları süpürülecek Dokunsun ellerimiz birbirine “Vebalı değil bu yürek Vebal ödemesi gerekenler Utansın…” Aç seslerin ağıdını duymayanlar Kendi tokluklarında boğulsunlar Bu kente yalnızlık çöktüğü zaman Uykusunda bir kuş olur ecelsiz Alıp da başını gitmek istersin Karanlık sokaklar kör,sağır,dilsiz(uğurlama/grup yorum) |
yine yürek bulmuş karanlıktaki yolunu
aşkla kal ustam
yolun aydınlık olsun