BİR TUTAM HUZUR
I.
Uzaktan gördüm, sesin gayet sakin, aşikar, Vuruldum sadâsına kimi duydu, yâd etti. Gözlerine azade bir bakıştan ne çıkar; Gönlüm kumral saçının bir teline hasretti. Neden ummanlar gibi hemdem çağlayıp durdun? Bir başka şevkle Nuh’un batırdın gemisini. Neden kıyametleri kopardın da kudurdun? Neden gülle şenlenip duyurmadın sesini? Bugün tan yeri mahzun; bugün ağardı erken, Bugün taşlar yemyeşil bir başkaca ürperdi. Bir ezginin bestesi güftesinden inlerken; Duyardım yüreğinden “Bir Tutam Huzur” derdi... II. Seslendim şen sesimle gülmesini umardım. İki kelamdan yoksun bunca küskünlük niye? Bir gün kalbine düşmek nasip olsa anlardım; Anlardım neden mahzun, neden neşesiz diye. Beklemeli vadesiz doğumunu güneşin, Rengine resim yapmak; çizmek bütün düşleri. Anlardım kimler hain; kimler ki senin eşin ; Varsa gelmiş gelmişe resmetmek her kederi. Marifetten irfana her gaibe hünerli, Mutlak kudretin sırrı: “güneşi yaran parmak” Bana saadet için bir gülüşü yeterli; Eteğine kapanıp, sonsuz kölesi olmak… |
Saygılarımla.......