Eskici DükkanıGecenin sessizliği yükselir , Gürültülü hatıraları yutarcasına ... Göz kapakları çevirir birer birer Geçmişin buğulu sayfalarını .. Yüreğim ! Yarım kalan eski bir hikayenin kenarında , On iki beklerken o’nu ; Kaybolacak yine Sarp kelimelerin arasında… Eskici dükkânı zaman !; kırık dökük hatıralarla dolu , "Gelecek" gelecek ve pahalı Hantallığı ; Belki bilmediğinden , Bir ân’a bir ömür verileceğini .. Neyi beğendirse geçmişten ; "Kırık" bir yani olur mutlaka , Ne zaman uzatsam elimi Canım yanar hep… Döküklüğü; Belkide Aralıkların Hazirana uzaklığından… Başım(n)ı alıp gider ya efkarım geceleri b(ede)nden uzaklara , Kaçıp uçurumlar’dan duvarların arkasına saklanır başı boş ürkek Yüreğim , Nedendir bilmem ; Karanlığı biraz daha fazla severim. Ne yana dönsem yüzümü Sitem yağar anlıma, Pişmanlık akar gözlerimden Hangi taşı atarsam atayım , "Ti’ li sesler yankılanır kuyularımdan. Ah ! deyip yansada avuçlarım Elde avuçta bir taşım var; Bağrıma bastığım.. Geceleri yastığım.. Bir tek onu atmadım , atamadım ,düşmedi gözlerimden.. Belki bir gün , Haziran’a küsen Aralıklar tekrar barışırlar diye ! |
Zeynep Yağmur Yıldız tarafından 9/18/2014 1:28:02 PM zamanında düzenlenmiştir.