Çakıl Taşının Şiddeti
bir çok yorgunluk vardı üzerimde
bir çok ayrılık bırakmıştım geride bir çok yanılgı bir çok utanç kapkara bir yazgı ve usanç ısmarlama aşklara takılıp tökezledim kanayan duygularla; göz yaşlarıma tanıklık ettim yenilmedim yenilgiyi yediremezdim kendime yenilmedim işte kararsız kaldığımda hep sen vardın adın büyüdü uzuvlarımda adın aşk gibi, yayıldı içimde bir çok aşk gibi uzayarak denizin mavi sularında kırılmalar başladı bir çakıl taşının şiddetinde dalga,dalga ilk taşı sen attın maviliklere helezonik çizgiler eşliğinde seke,seke yürüdü tenimde ürperdi içim,ürperdi yüreğim titreye,titreye sana yenildim bir çok aşkı bırakıp geride bir çok yorgunluktan çıkıp yürüdüm imkânsızlığına yürüdüm aşkına terli ve kirli avuçlarımla yüreğimin sol gözünde biriktirdiğim bir çok aşk dolu sözü saçtım şiir diye ak kâğıda yıllar önce; içinde uyanan aşkı yeniden alevlendirir diye söylesene; yıllar önce içinde uyanan o aşk hâlâ duruyor mu sende; hırpalanıp eskimiş olsa bile! |