KARANLIK BİR GECE
O gecenin yüzü inatçı ve karanlıktı
Aramızda bir şeytan gibi dolaşıyorlardı Bakıyor ama göremiyorduk karanlık yüzleri Sinsi sinsi girmişlerdi aramıza Hiç ayrılmayan, Bakışlı gözlerimiz bile bir birini tanımaz olmuştu Herkes bir birine Garip anlamsız boş bakışlarla bakıyordu O gecenin hüzünlü ve acımasız sessizliği, Sabahın ilk ışıklarıyla boğuşmaya başlıyor. Her yer güneşin ilk ışıklarıyla aydınlanıyordu Gökyüzü her zamanki gibi kendini maviye boyuyordu Sokak lambaları ardı ardına, Sırasını hiç şaşırmadan kapanıyordu Sesler yoksulluğun eylem adımlarıyla koşuşuyor, Küfrede küfrede uyanan insanların sesleriyle yükseliyordu Çığlık atarcasına dört yandan Hayata gecikmişçesine dört koldan Her sokaktan birkaç yaramaz çocuk Her sokaktan gözü yaşlı amcalar ve nineler Her kafadan bir ses Her sesten bir çığlık yükseliyordu Fısıldanmalar başlıyor bir an ben, Şüpheli gözlerle etrafı seyrederken Acı bir haber yayılıyor o an dillerden Ağıtları yükseliyor sızlıyor ciğerle yürekten Annelerimiz almış haberi duyanın arşa çıkıyor sesi Vuruyorlar açmışlar iki yana ellerini parçalıyorlar döşlerini Ben düşüyorum Kalıyorum öylece sessiz kalkamıyorum yerden O bir melekti Boş bakışlar arasında kaybolup gitti Bir daha ne gören ne duyan oldu O sessiz bir günde Hüzün yağmurlarıyla geldi Sessizliğin kaybolduğu gün Güneşin ilk doğuşuyla rüzgâr gibi gitti O derin sevgi seli O ağlamakla geçen günler O koşuşturmalar O sevgiler onun içindi Rahmetle anıyorum seni! Sevgimin sonsuz bedeli… |