AŞK'A DERİN MÜEBBET
Demir parmaklıklar arkasında kalmış
Sana müebbetten mahpus yatar hayatım Tozlu duvarlarında asılı kalmış çerçeveli Sana söyleyemediğimdir işlemeli son sözlerim Hep bir yere yığılmış kalmış seni son görüşüm Kalmış senden bana gamze açan gülüşlü yüzün Uykumdan her uyandığımda gelirsin aklıma Her daim duvarımda gördüğüm yine senin o yüzün Baktıkça her gün tozdan solar yüzün Dökülürken yaşlar gözlerimden silerim her gün Sonra bir hışımla uyanır kalkarım yatağımdan Kovarım kendimi senin bulunduğun odalardan Toz olmuş birikmiş ensemde sensiz geçen yıllarım Nefesimden işlenmiş kalmış buğulu camlara Nakış örgülü saçların gülüşlerin bezenmiş Şimdi bir yumruğumla kıracağım bu camlara Ne gam’dır çekmekle tükenmez sende ömür Her yanım keder sensiz çekmekle bitmez Kasavet’tedir kalmış sende bu gönül eğlenmez Senin derdinden beter olur verem olsa usanmaz Bırak savrulayım bende rüzgârlarında Dolansın elim örgülü tutam saçlarına Yüz süreyim esintiden yüzüne sessizce Bitmeden ömür bir buse yanağından Yürüdüğüm yolların her yanı şimdi kahır Taşıyamıyorum artık sensizliğin yükünü Gözlerim senden başkasını görmeyen kör Kulaklar senden başkasını duymayan sağır Bir yanım olmuş kış üzerime vuruyor fırtınan Yıkılmış ne varsa senden üzerime kalan Kar tipi boran savuruyor bir yandan Boş hayallerdeyim şimdi her yanım başka viran |