KURUFASÜLYE
Hiç olmadık bir şeyi yapmak gibi,
kendi kalene gol atmak gibi, onca yolu yürüyüp, eve bir durak kala dolmuşa binmek gibi... böyle bir sevdaydı bizdeki hayata her gün yeniden başlamak gibi! bir keresinde paramız yeni gelmişti, zaten ayda bir gün zenginlik hakkımızdı biz kararlaştırmadık, karar onlarındı... kaliteli bir yemek yiyelim diye gitmiştik sosyetik bir cafeye eğilmiştin, bana da eğil değilmiştin kulağıma söylemiştin, kurufasülye iste diye... sormuştum ne diye? eğlenelim demiştin, kavga edeceksin kurufasülye yok diye. sonra bizi kovacaklardı, dönecektik rezil kepazeye… dediğini yapmıştım, kurufasülye istemiştim birazda abartıp bulgur pilavıyla demiştim. garson tabi efendim deyince nasılda şaşırmıştın, orada öyle kalakalmıştın. ve orada iyi yemek diye bulgur pilavıyla kurufasülye ye ayda bir olan iyi yemek hakkımızı etmiştin hediye... sonra eve gelmiştik, uyumuştuk uyandığımızda artık fakirdik. sen paranı vermiştin kurufasülye ye benimki duruyordu onu da almıştın bir buseye. markete gitmiştin, alışveriş yapmıştın yani o parayı da harcamıştın. öyle yemeği vakti geldiğinde sormuştum ne var diye? tahmin et demiştin, ben artık anlamıştım ay sonuna kadar, taliptik gene kurufasülye ye... Mehmet Yücedağ |
hikaye tadinda ,icinde hem gülümseten hem yürek titreten dizelerin oldugu harika bir siir okudum---
hayati anlatmissiniz siz...bir kesimin cok iyi anlayacagi---
yüreginize,kaleminize sonsuz sevgiler---