UNUTULMAK
gecenin sessizliğini bozan
nereden geldiği belirsiz ve belli ki kimsesiz, sesler eşliğinde kendimi arıyordum nerede, ne zaman, kime ve ne diye bıraktığımı bilmiyordum, benliğimi! eski zamanlardan kalma bir aşkı yaşamaktı belki amacım. hani, senfonilerin, melodilerin haykırdığı aşkı çarmıha gerilmiş İsa’nın içini yakan ilahi aşktı belki aradığım tutarsız ve bir o kadar da dağınıktı düşüncelerim aradığım şey miydi acaba bulmaya çalıştığım? bulduğum şey aradığım şey mi olacaktı, yoksa yanlış bir şeyimi arıyordum? birinci dereceden zayi ve bir gazetenin ilan sayfasının alt köşesinde verilen bir ilan mıydı kaybolan benliğim? karışıktı duygularım ve epeyce bulanmıştı düşüncelerim kabataslak çizilmiş bir projenin düzeltilmeye duyduğu ihtiyaçtan daha çok ihtiyacım vardı ona. o neydi ama? neyi arıyordum ben ve neden bulamıyordum halen? Adana’nın; sessiz ve kimsesiz, biçareliğinde çürüyen arka bir mahallesinde, Şakirpaşa denilen yerdeydim ne ilginçti bulmaya çalıştığımı burada aramaktaydım. kimsesizdim! belki de, bundan seçmiştim kimsesizliği benimsemiş bu arka mahalleyi bundan seçmiştim, ortak noktamızdı belki de, unutulmak... unutulmak... unutulmak... Mehmet Yücedağ |
Yüreğinize sağlık
Sevgi ve hürmetimle