bağdat'ım
sesimi tırmalayan yokluğundan
bağdat olmuş mutluluğuna... esrarlı günlerin hançer tutmuş nefesinde sevdanın mülteci ağrılarının kıskacına göz tozartan mazi sayfalarının ufacık ellerinde sana dalgalanmış buhranında saatleri tamamlamayan söz odalarının soğuk tütmüş ninni uykuları içinde mutluluğuna esir tutulmuş kaybedilmiş aşkın çocukluk feryadındayım en yakın uzağın olma ihtimalinin belki doğurduğu camlarda gece sülietli hayallerin umut yelkeni baharına aldanmaktayım fikrin tarumarı bağdat sorgusunda mazaretsiz doğmuş vakitlerin katlini sevdaya uyak tutmamış kaderin sol yanıma bıraktığı fırtınaları yaşamaktayım yılları talan etmiş bekleyişin visalsiz mevsimlere devşirmesinde mürekkep soluğunda susturulmuş seni arayan eski bir bağdatım |