AKROSTİŞ = YAKALANMADAN
Zaman sana uymazsa sen zamana uy diyorlar
Anlamıyorlar zamanda yok olmamı istiyorlar Mantığım duruyor onların bu sözlerine Akıp giderken zamandan geleceğe Nice anılar bırakıyorum saniyelere, saliselere Anılarımın her biri şahidimdir endişelerime Yeni türküler besteliyorum söylenmedik Anlı şanlı bestekârlarca, şarkıcılarca söylenmedik Koyun sayılan insanların hayatına nazire edercesine Altın sözler sarf ediyorum akılları delirtircesine Liberal, çıkarcı, bohem insanlar gülümsemekte Aldatılan insanları anlamsızlıkta seyretmekte Nedenleri, nasılları bıraktığım muhakemede Mecbur kaldığım zamanı yaşadığım düzende Alıp başımı gidemedim hiçbir yere Düzenler kurulmuştu aynı şekilde her yerde Ağlasam, gülsem fayda etmeyecek özde Nirengimi aradım yaşamın izlerinde Zorlu yokuşlar vardı fikrin özgürleşmesinde Akılcılığın egemen kılındığı düzenlerde Mahkemeler kurulurdu çıkışı üçayaklı sehpalara Adı istiklaldi, kurtuluştu, güvenlikti sözde Nice zulümler kıskandı zulmün özünde Iskalanmış tüm insanlık değerlerine nazire Yeniden insan olmak zamanın her köşesinde Adımızı kirletmeden hayatın kirli ilişkilerinde Kelime-i evvelden kelime-i sonun demine Aşk ile vurulacağımız inancın temellerinde Lal kılınmak istenen dilimize diyelim bükülme Asırlar geçse de çağdaşlık serüveninde Meziyet her çağda özgürlüktür fikirlere Aklı durduran, suçlayan bütün düşüncelerde Lal kılınan diller çözülmez asla biline Işıkları yalan, riya üzerine kurulmuş düzenlerde Yeni şeyler söylemek lazım artık geleceğe Ilık bir rüzgâr estirmek için insanlık ideallerine Merhaba demeliyim, demeliyiz bütün kalbimizle 14.11.2012 – İzmir “Zamana yakalanmadan zamanı yakalamalıyım” |