Çok Özlüyorum Anne !..Mezarının başında annesiyle konuşurken öyle ağlıyordu ki; cesaret edip soramadım bir türlü "Kimsin, adın ne senin?" diye ne kendisine, ne de saçlarını okşarken onu teselli etmeye çalışan babaannesine. Aklıma geldikçe hep ona hayıflanırım, niye sormadım diye. Acep Zeynep miydi yoksa Hatice miydi adı ? Yıllar öncesindeki bir kabir ziyaretinden, ancak bu kadardı hatırımda kalanlar. Bu sefer yol çok uzadı, bitmiyor gibi geldi, Rüyamın heyecanından, yaşla göz arasında. Uçamazdı ya otobüs,gitmiyor gibi geldi, `Yavrum, kalk geldiniz` dedin, kaşla göz arasında. Yorgunluğumdan olacak, yana düşen başımı, Severken okşamış babam, yatırıp dizlerine. Kirpiklerimden eline, süzülen gözyaşımı, Silerken o da ağlamış, baktım da gözlerine. Ne bileyim sordum işte, dedim: `O benim annem` Sen niye ağlıyorsun, ey canım babacığım? Keşke sormaz olsaydım, sormaz olsaydım annem, Sel boşandı gözlerinden, ah canım babacığım! Bağrına çekip basarken, usulca kulağıma; Dedi: `Elimden tutandı, canımın cananıydı.` Seni gül diye bırakıp, viran olan bağıma, Giden melek yüzlü annen, gönlümün sultanıydı. Bitirmemişti sözünü, birden: `Ah kalbim! ` dedi, Anladım ki babamın da, sol yanı sızlıyordu. İki büklüm oluverip boncuk boncuk terledi, Mırıldandığını duydum, seni çok özlüyordu. Nice sonra uyanıpta, açınca gözlerini, O tatlı gülüşüyle, hazırlan dedi bana. Hani mızıkçılık yoktu, unuttun sözlerini, Ağladığını duyunca, annen küsmez mi sana? Duydum sana kalk geldiniz diye seslendiğini, Bir ruh gibiyiz bir tanem, inan sen, ben ve annen. Unutma seven kalplerin aşktan beslendiğini, Sil gözünü geldik bak, el sallıyor babaannen. Anneciğim! Bu anneler, hep mi böyle ballıdır? Babaannem beni körpe kuzu gibi kokladı. Hepsi de mi bal dudaklı, ağzı şeker dillidir? Üç gün sabahlara kadar, başucumda bekledi. Hani o gece rüyamda, ağlama demiştin ya, Gelsen hiç ağlar mıyım, çok özlüyorum anne. Peki anneciğim diye, sana söz vermiştim ya, Tutamıyorum sözümü, üzülüyorum anne. Lâle, sümbül, mor menekşe, gül açmış toprağında, Gül açmasın da ne yapsın, sen gülsün, toprağın gül. Binbir renkli kelebekler, dinlenir yaprağında, Kendin gülsün, gül kokarsın, dalın gül, yaprağın gül. Beyaz açan gül vardı ya, bir akşam getirdiğin, Sen gidince bir kez olsun, ne açtı ne de güldü. Geçenki gelişimizde, götür diye verdiğin, Toprağını öper öpmez, hem açtı hem de güldü. O gül, toprağınla güldü, beni de güldür anne, Hiç değilse bu son gece, yavrum de, ver sesini. Belki bir daha gelemem, belki son gündür anne, Öpücükler arasında, koklayım nefesini. Gideceğiz dedi babam, bilet almış yarına, Güllere toprağından, götürecekmişiz anne. Kısmetse önümüzdeki yılın ilkbaharına, Sana da o güllerden, getirecekmişiz anne. Allah`a ısmarladık, hoşçakal gül anneciğim, Seni anlatacağım, gidince öğretmenime. Diyeceğim: `Cennette de açan gül anneciğim! ` Bir annen de o dediğin, Songül öğretmenime. Muammer Bilim |
Sen gidince bir kez olsun, ne açtı ne de güldü.
Geçenki gelişimizde, götür diye verdiğin,
Toprağını öper öpmez, hem açtı hem de güldü.
O gül, toprağınla güldü, beni de güldür anne,
Hiç değilse bu son gece, yavrum de, ver sesini.
Belki bir daha gelemem, belki son gündür anne,
Öpücükler arasında, koklayım nefesini.
Gideceğiz dedi babam, bilet almış yarına,
Güllere toprağından, götürecekmişiz anne.
Kısmetse önümüzdeki yılın ilkbaharına,
Sana da o güllerden, getirecekmişiz anne.
Allah`a ısmarladık, hoşçakal gül anneciğim,
Seni anlatacağım, gidince öğretmenime.
Diyeceğim: `Cennette de açan gül anneciğim! `
Bir annen de o dediğin, Songül öğretmenime.
gözüme toz kaçtı :)
annelerin değeri yaşarken bilinsin inş...
kaleminiz daim olsun...tebrikler