Sevdiklerinizin kıymetini yaşarken bilin...
Sonra biraz tartıştık.
Hırpalamak istedim, derin bir nefes alıp aynaya yumruk attım... Ceketimi aldım. Evden çıktım. Kasım dı aylardan. Ayazdı. Hava buz kesmişti aynı zamanda kan kokuyordu ve de is... 3 saat yürüdüm.Şişen topuklarıma aldırmadan... Tanımadığım, bilmediğim bir mahallede açtım, uykusuzluktan şişmiş gözlerimi... Bir banka oturdum, ambülanslar gelip geçiyordu... Siren sesleri kulaklarıma çarpıp, yok oluyordu derinimde... Cebimde ki çakıyı çıkardım, oturduğum bank’ın üzerine kazıdım, evden çıkarken sana sustuğum ne varsa, anadan üryan yazdım çizdim... Yıldızlara kızmıştım. Gökyüzüne de... Başımı göğe kaldırdım, el açtım yalvardım... Köşede ki neye benzediği belirsiz bir dükkan dan bir paket sigara aldım, derin br nefes çektim, dumanından halka yaptım... Ardımdan gelen telsiz sesleriyle kendime geldim. Kulak kabarttım anons lara... Telsizde geçen bir anonsu dinledim, pür dikkat... Daire numarasından kapı numarasına dek beynime işledi... Evimiz di... Koşar adımlarla geldiğim yola düştüm tekrar, topuklarımın yanıp,kanamasına aldırmadan... Ve ciğerlerim islafın eşiğine gelmişken, caddenin köşesinden attım kendimi, Karanfil sokak, Bahtiyar apartmanı, Daire 5 ’e... Uykusuzluktan şişen gözlerim, yerinden fırlayacak kadar açılmıştı... Ortalık darmaduman, tavanda asılı bir urgan, altında bacağı kırılmış bir tabure, ve sen yoktun ortalarda... Neden sonra hatırlamıyorum omzuma dokunan bir el ile , kendime geldim,başımı omuz hizamdan dokunan elin, sahibinin yüzüne çevirdim... 3 yıldızlı bir üniforması vardı, göğsünde adının ’Atalay’ olduğu yazıya baktım... Sonra gözlerine uzunca baktıktan sonra, aynı anda söze girdik... Ben seni sordum, O sustu... Elinde ikimizin Ortaköy de nargile içerken çekilmiş, bir fotoğraf vardı... Tekrar sesimi yükselterek seni sordum ... Aldığım cevapla öylece yığılıp kaldım... ’Başınız sağolsun’ dedi kısık bir sesle... Gözümü bir hastanenin ışıkları altında, kolumda takılmış serum la açtım. Başımda beyazlara bürünmüş 3 beş insan, gözlerime tutulan ışık, ve hasta kendine geldi memur bey sözü... Bir odada olanları anlattılar. Canına kıyışını, ardında bana bıraktığın, ’ Seni çok seviyorum’la başlayan, ve son sözlerinde ’Ben çok hastayım,bunu sana defalarca anlatmaya çalıştım. Ama seni üzmekten korktuğum için, bana sevgi dolu bakan gözlerinin yerini, acıyan gözlerle bakmandan çekindim. O gözlerin dünyam dı. Yıkmak istemedim ben yaşarken,kıyamadım gözlerinden akacak bir damla, yaş’a bile.... Diye biten mektubunda... (Sevdiklerinizin kıymetini yaşarken bilin.Ve sevmekten asla korkmayın) |