AĞIDIMIN YANKISIRenkler terk ettiğinden beri hayatımı Sıkıldım karaların ritüelinde boğulmaktan Havalanırken şarap kadehleri avuçlarda Reveransla uğurladım masumiyetin titreyen yüreğini Ağlama, Yanma, Kanma sonbaharlara Bilirim hoş seda verir uğultusu rüzgarın Dalıp gidersin dinmeyen yağmur damlasına Dansını izlerken dökülen yaprakların Çatırtısını duyarsın kuruyan meçhul hatıraların Gazı biten çakmak gibi işlevsiz benliğim Kibritin ucundaki ateş gibi yanık umutlar Kaç mabed dolaştım ararken vuslatı Kaç derbeder eşlik etti dinmeyen matemime Bilmezsin, Çöldeki kaktüs gibi Depoladım yalnızlığı yüreğime Yanmam, ağlamam, yıkılmam Susuzluğumda kavrulsam bile… Ağıdımın yankısı vurur boş duvarlara Siper alır gece, donanır yıldızlarla Aydınlatmaz ki zifiri karanlığı ruhun ışıltısı Paslanmış mazi boyamaz ki maviye gökyüzünü Bilir misin gökkuşağına verdim renklerimi, Yağmur yağmadan, güneş doğmadan Alamam ki onları geri… |
doğsun güneş
kavuşş...
sevgimle