Okuduğunuz şiir 4.11.2012 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
Mayasız Öksüz Pişi Tarifi
evet olacak bu kez inanıyorum bak kapattım gözlerimi hadi tut elimi başlıyorum
1...
2...
3...
...........
üşüdüm ben evet ondan ellerin demir gibi ama yine pamuk bak kabarmış biraz sadece kırışmış örtüsü azıcık bir zamanlar ne cıvıltılıydı şimdi mekan tutmuş yolunu kaybeden iğneler mis kokardı her zaman oysa şimdi leş gibi ilaç!
ama geçecek biliyorum hem ancak on iki saatte fayda edermiş vitaminler ağrı uyutucular son iki...
sakın üzüleyim deme hem saksıdaki çiçekler gibiymiş insanlar suyu fazla gelince dökermiş geri! bu çarşaflar zaten kevgir gibi berbat!
haylazlık yapmak istiyorum ben hiçbir şey yokmuş gibi neden mezarlık ıslığı olsun şu suratındaki maskeyi çıkarsam diyorum kimseye göstermeden ya da sapan yapayım burnundaki hortumlarla türkü söyleyeyim mi sana en iyisi dönmezse dilim ellerimle pandomimleyerek ya da gel halay çekelim şu lânet ağır mendille ben neden büyümüyorum hiç! he?
acıkmışsındır cevizli kurabiye olsa diyorum şimdi ya da mayalı hamurdan pişi başka birşey yok bu lânet yerde hiç ana eli değmemiş gibi burda her şey gözlerin tavanda ’kulağın kirişte’ cigara molaları asansör boşluğunda kantin dört kat aşağıda hemşireler büyük odada uyuyor doktorlar kapalı kapılar ardında chat’te yok küfreder miyim hiç! ağzımdan çıkmadan duyarsın zaten hep!..
kıstım işte biraz daha serumunu kim ne derse desin boğuyor seni biliyorum uyandığında bana sarılma olur mu hiç yokmuşum gibi davran bilirsin dayanamayıp ağlarım ama uzun hava bir ninniye hayır demem ama sakın; ’hastane önünde incir ağacı’nı okuma artık ondan nefret ediyorum...
hatırladım şimdi hep susardın seni çok üzdüğümde küserdin, bembeyaz tenini saklayıp saçlarına hiç inanmazdım ama çocuklar yaramazlık yapınca insanın hastalanıp günah döktüğüne eşeklik işte!
babaannem derdi hani insan kocayınca ya vitaminlere kalırmış ya aminlere ama sen gençsin daha yüzünün tuvali kirlenmiş solmuş biraz, hepsi o iyisin, arada kontrol ediyorum nabzını elektrikleniyor ara ara ilaçlardandır diyorum o meretlerin hapsi o!
bak tuttum ellerini yine biliyorum duyuyorsun eminim, bu kez üçe bile kalmayacak yine çarpışacak gözlerimiz sen de derin bir nefes al şimdi! az doğrultayım dur ama üşümüşsün sen kahretsin! camı mı açık bırakmışım yine neden üşüdüm demedin ki dışarıda mı kaldı kolların yoksa
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Mayasız Öksüz Pişi Tarifi şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Mayasız Öksüz Pişi Tarifi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Bir hafta sonra şiire -kısacık- bir şeyler demek istedim. (ilk okuduğum an sayfadan kaçtığım ilk şiir)
Bazı şiirler ki asla fazla değildir insanın gözlerini yerden yere çarpıyor bu kadar şiddet çok fazla diyor insan kendi kendine ve yazanı suçluyor neden bu kadarını yaptın diyerek ardından toparlanılması hayli zor olan bir şiirin kurgu olması bana göre büyüklük ve özellik...
Yani bu kadar çok duyguyu kurguyla yaşattıran sizi gerçekten tebrik ediyorum...
Zİra bir şiirinizde de büyük büyük tebessüm etmişliğimiz var.
bu güzel kardeşimi,başka bir güzel şairin çok duygusal bir şiiriyle,içi anlam,felsefe dolu bir şiiriyle selamlıyarak yolcu etmek isterim sayfadan..o da babası için yazmış...
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Hayatta ben en çok babamı sevdim kara çalılar gibi yerden bitme bir çocuk çırpı bacaklarıyla ha düştü ha düşecek nasıl koşarsa ardından bir devin o çapkın babamı ben öyle sevdim
bilmezdi ki oturduğumuz semti geldimide gidici hep heep acele işi çağın en güzel maarif müfettişi atlastan bakardım nereye gitti öyle öyle ezber ettim gurbeti
sevinçten uçardım hasta oldumu kırkı geçerse ateş çağırırlar istanbul'a bir helalleşmek ister elbet diğmi oğluyla tifoyken başardım bu aşk oyununu ohh dedim göğsüne gömdüm burnumu
en son teftişine çıkana değin koştururken ardından o uçmaktaki devin daha b aşka tür aşklar geniş sevdalar için açıldı nefesim, fikrim, canevim hayatta ben en çok babamı sevdim
Can babanın kemikleri sızlar. şiir şahane idi duygusuyla. sadece bir şiirseveri memnun etsin dedim yattığı yerden. en iyisi ben sizi Binboğa hocama teslim edip kaçayım :)
Sözün tükendiği anlar vardır.Hele de söz konusu anaları anlatan,dahası güzel anlatan; hatta acılarını bile güzel anlatan usta bir şairi okurken söz tükeniyor.Anlamını yitiriyor altdil-üstdil, sanatlar, imgeler, göstergeler, bağlam, söz dizimi...Çünkü okuduğumuz her dize boğazımıza diziliyor.Her acı kendi acımızın aynasıdır aslında.Yazamıyorum üstad beni bağışla, ben bu gece bu şiiri döne döne okuyup ağlayacağım.
Afşaroğlu tarafından 11/6/2012 12:12:03 AM zamanında düzenlenmiştir.
diyeceksin ki hocam neden gelmedin :) tren rötar yapmış hala istasyonda bekliyorum :) tebrik ederim önemli olan insanları ortak bir duyguda toplayabilmektir bu anlamda çok başarılıydı şiiriniz sonuç olarak anneye özlem teması sarıp sarmaladı okuyucuyu ve sesleniş zaten can alıcıydı kaygısız kalınamaz bazı seslere illa ki şiir olmasına gerek yok işte ben bile koskoca adam hani diyorsun ya ihtiyarım ben :) koskoca adamlar bazen ufacık bir sese bir bakışa an'a gözlerimiz yaşarır tabi ben yalnız kaldığımda damlamayı seven bir türüm bakma koskoca bir kara tren gibiyimdir ben de :) çocukluğuna özlemle yol alan
sevgili Serhat ... kocaman yürekli Saiirm; yine her zanmanki gibi ne cok siirdi .... yillar öncesine götürdün beni . 4 ay hastahanede annem ve biz . :(((
Bütün anaların hürmetle ellerinden öpüyorum önce...aramızdan ayrılanlara Tanrı'dan rahmet, kalan sağlarımıza uzun ömürler diliyorum...çok ilginçtir ilk sefer bir anne seslenişinde hem ölmüşlerimize hem de sağ kalanlarımıza beraber seslendim...hayırdır inşallah...neden bilmiyorum ama şiiri okuyunca içimden geldi...
vitaminli ilaç dediniz de benim de çocukluğum aklıma geldi...bu aralar zaten geçmişe fazla kafa yoruyorum mazur görün...çocukken kolay kolay hastalanmazdık...sadece soğuk algınlığı geçirmişizdir birkaç kere...doktora gidişimizi hatta zevkle gidişimizi bu vitaminli haplara borçlu olduğumuzu biliyorum sadece...doktora götürsünler ve o hapları versinler diye ne numaralar çevirirdik evde...hani şu limonata ve fanta tadını veren...suya atılan haplar...evde sapasağlam olanımız bile o haptan bi tane içerdi...
şimdi ise ne doktor ne de hastane adını duymak istiyorum...
Çok etkisi altında kaldığım bir şiir oldu... İmgesi betimi bir yana konu ve okuyanda barınan anlamı ile çok hüzünlüydü... Yaşayarak yazılmış, hatta acısı şiir bittikten sonra bile yaşanmış özel şiirlerden biri idi...
İlkin; bu anlatimi daha bir sevdim, daha bir içten daha bir yalin ve her kesime hitap eden bir çizgi de.. Hani demiştin ya usta, yazdiklarin her kesime hitap etmeli, herkese de ulaşmali.. şimdi daha iyi anliyorum bu sözü..Bu minvalde ortak duygu ve düşüncelerin paydasinda daha çok şiirler bekliyorum, zira inanın usta kaleminize fazlasıyla yakışıyor..
Hani sormuşlar çocuğa: anneni mi daha çok seviyorsun babani mi? İkisi de beni o kadar çok seviyor ki, hangi birisini diğerinden ayri tutabilirim ki, demiş.. Rivayete göre masal burada sona ermiş ama bir şey var ki o da çocuğun anne babasini ömrü hayatı boyunca hiç görmemesi.. Çocuk hiç gormemiş anne babasini.. Ama biliyor ki; Yaşasalardı en az kendisi kadar sevecek, koklayacak, bağrına basacaklardı.. Belki de çok koşma oğlum terlersin deyip ellerinden tutacaklardi.. Belki de o çok sevdigi uçurtmalari babasiyla uçuracakti.. Kahkahalar eşliğinde hikayelere eşlik edeceklerdi belki de..
Ama şu var; çok seveceklerdi her ikisi de.. oyle ki hiç çikmayacaklardi çocuğun ruyasindan ve yalniz kalmayacakti çocuk..
Bu hikaye de benden olsun ustanin bu samimi siirine hurmeten..
Çok sarstı beni bu şiir be usta, aynılarını yaşadım biliyor musun, hastanede yattı günlerce, başım ağrıyor dedi, alnına masaj yaparken kayıp gitti ellerimden rahmetli, birkaç gün yoğunbakımda kaldı ama nafile. Nur içinde yatsın tüm analar.
En yaralı yanımı en kavgalı yanımı yazmış değerli kaleminiz Dikiş tutmayan yarımı okudukça öksüz yetim yağmurlarım ıslattı dizelerinizi Güne değil gönüle düşen yetkin kaleminizin ustalığını kutluyor çok teşekkür ediyorum Saygım ve tebriklerimle...
peki duygu nerde derken bir eksiklik gördüğümü söylemeye çalıştım.. bir sıradanlık.. bu neden sizin şahsınızı sevmediğim veya dostunuz olmadığım anlamına gelsin? şiirinize en çok ağlayan mı şiirden anlayan diğer deyişle?
duygulu bir şiir ağlak bir şiir değildir..ben size bunu anlatmaya çalıştım..üstü kapalı hakaretiniz de hiç şık olmamış.. fakat illa bu şiirdir ve siz de beğenmeye mecbursunuz diyorsanız bu durum şiirinizde kendinize bakış açınızla alakalıdır.. on da bir şey diyemem......
en son Kasımpaşa'nın arka tenhalarından birinde; ölü bir balinayı canlı istavrit'le değiştiğinden beri suyunu kendi temizleyen öküz balığı gibi, boynuzları tuıkanmış bir halde nefessizim...
unuttum mu, yok aslında... öylece duruyor sarhoş aklımın bir yanında o afakî kıble; ve dilimin ucunda aklımdan hiç çıkmayan âli bir kuplenin hemen baş ucunda;
estehizübillah; *'' ey inananlar sarhoşken, ne dediğinizi bilinceye dek namaza durmayın''!..
Hayatın ta kendisi sanki bunları geçmişte yaşamıştım bir hastane köşesinde çığlıklar yankılandı son kez duvarlara çarpıp geri döndü ... hüzün yüreğimi titretti .. saygılarımla ;( tebrikler günün şiirine.
Bazı Şiirlere sağlam bünye lazım, derim her zaman işte buyrun örneği..
Usta gerçekten çok başkaydı, hiç kopmayan müthiş akıcı ve derinleştikçe güzelleşen bir emekti bu defa ki Şiirin üstelik imgeler bile lirikti anlamlıydı, yerli yerindeydi...anlatacak söz bulamıyorum.
Gönülden Kutladım alkışladım Sevgili maharetli ellerini ve nadide yüreğini
o nun canında iken,o nun göğsünde ve o nun sıcacık ellerinde ısınmışken... nasıl da cennet olur dünya. ve o nsuzluk düşünce kadere işte kıyamet zamanı... mısraların göğünde fırtına var... saygımla
Kanattın yürekleri, deştşn ha deştin yaraları, bu gece gözüne uyku girer mi bilmem Serhat !
Mevlam analarımıza uzun ömürler versin sağlıkla, olmayanlara da sabır versin inşaallah... Şiirin çok çok güzeldi... O hastane türküsünü bende sevmem bende :'(
Ben yıllarca annemin yanında kaldım hastanelerde. En sabırlı ve dayanıklı olduğum için. En eli tez ve ayağı çabuk olduğum için. Annemin yanına hep beni bıraktılar. Neler yaşadım neler o sevimsiz yerlerde. Hiç mide bulantısı bilmezdim. Bu hastanalerde kala kala artık midem kaldırmıyor hiçbir şeyi, ama annem yaşasaydı, yine kalırdım be. Midem kalka kalka da olsa yine kalırdım.
Anneeeee, beni son kez yanında göremediğin o hastanelerden nefret ediyorum. Bağışla anne...
bende babamın son gecesinde yoktum,dinlenecem güya diye eve yollanmıştım!.. sabah kalktım gitmek için hazırlanırken haberi geldi, vee aynı şey kız kardeşimde de oldu!..
Ha bir de Güli' m. Annem son gece yine hstaneye götürülmüş, ben de evimde yeğenlerimleyim. Sabah çağırdılar hastaneye götürdük, durum iyi değil, gl diye. Koşa koşa gittim, ama hastaneye gidemedim. Biraz sonra gldiler, annemsiz. O yüzden yıllarca yanınd akal, son gece hstanede yanında olama. Bu benim en büyük acım işte... O yüzden hastanelere hiç sabrım kalmadı canım.
O koridorların dili olsa da anlatsa. Ne yokluklar ve ne acılar içinde sabahlara kadar bekledim. Sandalye üstlerind euyuklayarak, aç kalarak, su bile içemeyerek. Serumlarını gözlemekten ne uyku, ne sabır kalırdı da, "of" demezdim.
Ya şığır şıpır yağdı gözyaşlarım dün ve ben hâlâ gözlerim dolu dolu. Saatlerdir kendimde dğeilim iyi mi. Okula gittim-geldim. Girdim şiire yine ağlıyorum.
Ben en iyisi biraz uak durayım.:(
..........Allah ahstası olan herese yardım etsin. Hastası olanın ne aklı kalıyor, ne morali, ne de canı....
:( pek ters denk geldi dinlediğim şarkıyla şiiriniz :((
Kendimi hissedemediğim zamanlarda yazdıklarımı hatırlattı bana. Tanımsız bir başka ruhun esaretine düşmüş gibi ya da izlenmeyecek kadar delilikle dolu bir filmin tek izleyicisiymişim gibi hissettiğim zamanlardaki gibi... Siz hangi ruh haliyle yazdınız bilemem ama aklımı kaybettiğim o anları yaşattı bana okurken. Mesaj kaygısı olmayan, kara bir delikten akıp geldiği gibi, sizin imzanızı taşıyan ama şairinden uzak sanki. Tuhaf hissettirdi özetle. Tebrik ediyorum, güzel ya da başarılı şiir vs. tamlamalar iliştirmek bana göre değil. Şairleri bu anlamda değerlendirmeye alamam, hadsizlik addederim. Bana hitap etti bu şiir ama.
Normal gelmemişti okurken zira! Gün boyu pek çok şiir nesir okuduğum zamanlar o okuduklarımın bir tekinde bile yakalayamazdım çoğu zaman şairin o uzak yerdeki yazarken yaşadıklarını.
Dip notunuza cevaben; "iyice delirmeyen normal olmanın nasıl bir durum olduğunu bilemiyor zaten".
(ilk okuduğum an sayfadan kaçtığım ilk şiir)
Bazı şiirler ki asla fazla değildir insanın gözlerini yerden yere çarpıyor
bu kadar şiddet çok fazla diyor insan kendi kendine ve yazanı suçluyor neden bu kadarını yaptın diyerek
ardından toparlanılması hayli zor olan bir şiirin kurgu olması bana göre büyüklük ve özellik...
Yani bu kadar çok duyguyu kurguyla yaşattıran sizi gerçekten tebrik ediyorum...
Zİra bir şiirinizde de büyük büyük tebessüm etmişliğimiz var.