med-cezirelimi sürmeyeceğim ruhumun üstünden geçen bulutlara hüküm verilmeden konuşmayacağım bıçak sırtlarının arasındayım/sırtımı yasladım sular durulmadan beni sustur işte sen hala saklandığın yerdesin benden bi haber her gün usanmadan beni beklemektesin her şey birbirinin içinde çağrıya uy beni duy gel geldiğinde altından ırmaklar akan cennetlerim yok sana verecek kapsama alanı gözlerin olan anlamlar boş sözlerin ambalaj kağıtları ufaldığım ufalandığım yıllar garipsediklerinden teslim edilen hakkım bihakkın tahliye ettiler aklımı kadınlar vareste tutuyorlar benden duygularını. umudum sensin çağrıya uy beni duy gel geldiğinde armağanım usanmadan sabırsız/umarsız seni beklediğim yıllar burcunu işaretlediğim ay takvimi gözlerinin rengini biriktirdiğim gazete kupürleri öküz ölünce biten ortaklıklar İsmini bilmeden heceledim geceye avazım çıktığı kadar bağırdım denize İmrendim el ele tutuşan yabancı ellere çağrıya uy beni duy gel sular durulmadan beni sustur çağrıya uy beni duy gel 25.10.2012/izmir |