kündekari“alnımdaki kırışıklarla tarihsel karışıklıklar arasında kurduğum asma köprü “ söyleyenlerin yalancısıyım söylediklerim doğru tarih bir gün on binlerce gün demek kilisenin duvarına yazdım bunları tarihte kalsın oysaki çocukken ilahi okurdum camilerin duvar taşlarında marifete tabii iltifatım anlaşılsın fethi kabrimi bekliyorum mezarımda içinde ukde kalmamıştır diyerek gömmüşlerdi resimsiz ve ritimsiz kurtulmak isteyenler annem diye kimi seçecekse dna’m onun memesin izi kalmıştır dişlerimde ezberlediğimiz tarih emzirmişti beni perde açıldı başkalarının sözlerinden peydahladım yeniden içine doğduğum dünyayı asbestli suyla abdest alınca uyandım aklımla değil kalbimle müslümanım yerden yükselişimi seyret örnek al anla benim için de emri vaki çaresi olmayan düşüncemin düşüncesi bu bir taraftan sağır sultan duysun öte yandan her şey gizli kalsın İstedim anlayış yazdım kağıda y harfine salıncak kurdum sallanıyorum insanı yazdım kağıda geriye kalan çıplak/çarpık kap kacak etnografya kader değil gerçek coğrafya büyük ifşalar değil sıradan cümleler bilinsin istedim ölen muhabbet kuşunu oyuncak ambulansıyla hastaneye yetiştirmek isteyen çocuk kalbi kime ne bekleyiş yazdım kağıda ş harfine salıncak kurdum şen şakrak şarkı söylüyorum şimdi bunlar eski ben değildim geceden arta kalan sabahlar süpürmüyordu beni artık neden daha önce olmadı bu kırılganlık bayıltan alışkanlık sahipsiz şaşkınlık ince yerden damlıyorum sözüm öze yaklaşıyor öyle ya vicdan bu ezop masalı değil haz ve azap orada sessizce buluşur aşık olmaktan vazgeçip aşka bağlanınca ödül töreni için tanrıyı bekliyorum neden başkasının kuyruğuna takılıp gidiyoruz kanatlarımızdan haberimiz yok mu |
çok nefis bir gönül sesiydi dost kutlar esenlikler dilerim...