PERVANE
Bir aşk hikayesidir anlatacağım
Öyle ki tüm içli sevda türkülerine uyar Tüm çılgınlıklara yakışır bir hikaye Zaman önemsiz iken bir zamanlar Başıboş bir pervane doğmuş ezelde Sonra yol alışlarda büyümüş her canllı gibi Birgün geçerken bir dere kenarından Bir yolcunun ellerinde görmüş nedenini Sıcağından yanına yaklaşılmaazmış Lakin o olmadan da olmazmış ki Beklemiş yolcunun uyumasını Sonra yaklaşmış ateşe Kırmızılar içinde bir sarı bakış Gülümsemiş pervaneye Pervane kendinden geçmiş Bir tek buse dilemiş Ateş mahzun eğmiş boynunu O zaman kadar çok aşık olmuş ama Kim gelirse yannına yok etmiş onu Pervane ısrar etmiş Yanmaktan değilmiş çünkü korkusu Konuşurlarken geçen zaman Azaltmış ateşin alevlerini pervane korkuyla uzaatmış ona ellerini O an alev almış uzun kanatları Ateş hüzünle özür dilemiş Kim gelirse yok oluştur sonu içimde Ağlamış Gözyaşları pervanenin kanatlarına değince Sönmüş bizim aşığın yangını Anlamışki ateşin derdi sevmek değil sevilememek Ateşe eğilmiş korkmadan Öyleyse sen gel benim içime Ateş şaşkınca durmuş önce Sonra sevinçle pervanenin içine akmış Pervane açmış artık küçücük kalmış kanatlarını Uçmuç geceye O günden sonra nerede bir ışık görse Alev almış içindedki daimi buse Onu uzun kanatları olmadan tanıyamayanlarsa Ona ateş böceği deyip aşktan biheber yaşamışlar... |