Pervaneyim cehennemine…bir kaç hüzün düştü avuçlarıma, Sessiz ve kırgın… Umarsız gidişine kal diyen gözlerimden… Bil ki çoktan geçtim tahammül sınırını, İsmin isyanımdır, Kıyamet öncesi sessizliğimde... Yaşlı gözlerime, zümrüt gözlerinle bakıp, Elveda-ya, nasıl dönüyor dilin… Üzerime yığılan, Şu dağların farkında, değil misin? Birkaç hüzün düştü avuçlarıma, Yorgun ve kırgın… Devrik bir ŞAH’ın akıbeti, Tutuklu düşlerimde, Çökmüşken ayrılığın zifiri karanlığı… Dar ağaçları nedir ki gülüm? Yargısız infazın var ya… Umudu vururken şakağından, Mutlu ol, demekse sevmek, Sevmiyorum seni farkında mısın? Birkaç hüzün düştü avuçlarıma, Hırçın ve kırgın… Bir şey oturur nah şuramda, kör düğüm… Tuzunda erir varlığım, damla damla… Gidişine ziyan göz yaşlarımın… Bir türkü olur yürek yangınım, Çaresiz… Tuz basarım acısına, Kahpe yalnızlığın… Yoksa...! Yoksa bu naçar ellerim değil miydi? Daha dün o mısır püskülü, Sarı saçlarını okşayan… Nedir şimdi avuçlarımdaki bu ateş? Cehennemine pervaneyim. Yanarım ateşine, farkında değil misin? _________________________________Bir yar gider ardına bakmadan melül melül… _________________________________İçimde bir yar açar yine zanlı bir eylül… _______________yorgunkalem… |