Bir yaz günü şiiri
Sana Bozcaadalı meze tabaklarının rumi desenlerinden sesleniyorum
Mavi bir fotoğraf çerçevesinin hatıralar kıtasından Dudak ucundaki deniz tuzundan Ve rüzgarın anayurdundan geçiyorum hudutlarına Bugün telefonda ağlıyorsun göğsüme değiyor sesin O çocuk gözlerin düşüyor doğu alman şehrinde bir kaldırıma Ya sonra yağmur desen batı cephesinde tetikte Sen üzülme bak deniz suyundan geldim gök maviyim Deniz fenerinde bir huzme aydınlık ve taze balık gibi gümüş simli Bozcaada’da fi tarihinde aşk defterine düşülmüş bir yaz günü şiiri oldum Gözyaşım da boğazın suları gibi tuz delisi Çok ağlama ki tadını bilmeyesin Dudak ucundaki deniz tuzunum işte geldim Bugün telefonda ağlıyorsun içimde kırılıyor bir sınırın demir parmaklıkları Nişan alıyorum kollarına kendimi gez göz arpacık Sağım solum önüm arkam kocaman bir boşluk Hasretim tıkıyor kalbimin kan yollarını bazı an Sen beni özleme ki kavuşalım Sarı çizgili bir yol var rüyamda ve bir bavul Seni sınır kapısında nöbetleşe bekliyorum kendimle sabah erken Güneş doğuyor sırtımı sıcağına dayamışım Kırılıyor gözlerimde yüzün İşte geldim uykun gibi yorgun ve ağır… |