Ansızın zamansızım
Böyle böyle dengimiz olmayan bir yaşlılığa varacağız
Belki sadece parlak yıldızları seçebilecek gözlerimiz Belki kırışacak dudak üstlerimiz derin derin Hiç memnunu olmayacağız olduğumuz yerin Ne başımız sıcak ne ayaklarımız serin Hani gül çiçek misal ama kanatacak dikenlerin Biraz biraz kendimiz olmayan iki başlılık Az az da suları setleyen canhıraşçılık Ne gereksiz duruyor tende bu dik başlılık Yolu belirsizlerin de yurt tuttuğu dertleri, Yeri gelmişken geri gidenlerin namertliği Bizi mahvetti zamanın cömertliği… |