Uçkurunu çözmeden ayrılık Çık Gel .!
Gel...!
Dönmeden bir yıl daha geleceğe, hiç düşünme... Ansızın bir akşam üstü çık Gel...! Gidişin kıyamet alameti gibiydi... Günler sanki sayılı, ve vurup çıktığın o kapı hala sana aralı... Ama sen yinede çık GEL...! Kopmadan kıyamet... Ciğerimin dibine dek kaç.! Nefes borumu tıkayıp, genzime kaçan yalanlarını kursağımda sakladım yine. Haydi.! Gel ! Sıkıştır o terli ellerini, ellerime. Batırabildiğin kadar batır kirpiklerini, yüzüme, gözüme... Çel aklımı, çelmeler tak ayaklarıma, düşür yerlere, kanasın dizkapaklarım, Ama; Sen Gel.! İhanetsizliğime ihanet et .! Ama sen yine’de Gel. ! Kır bir bir parmaklarımı, batır gözlerime kırılan her bir parçayı..! Gel dibimden, baş ucuma dek kazı beni’de benden.! Sol yanımdan at adımını, bastır yüreğime avuç içlerine.! Canımı acıt.! Arafları cehennemin dibindeki, en can alıcı yere at.! Dön yüzünü kirli yüzüme, namlu gibi daya alnıma gözkapaklarını, tetiği çekmene ramak kala vazgeç, yada vur.! Ama Gel.! Bak.! Elim ayağım tutarken, adına onca kelam ederken, ben beni terketmeden; Ve Uçkurunu çözmeden ayrılık Çık Gel .! |