HAYATI YANITLA:
Sonbahara sürgün bir yapraktım
sustum; sesimi susarak kanattım... upuzun bir şiiri anlamına kavuştuğu yerde hep yarım bıraktım! * Bütün çığlıkları susuyorum; herkesin çaresiz ve acıtan hikayesinde yüzümde ihanetin negatifleri... Erzurum’da bir bahar çiçeğinin sabırlı sessizliğinde ’Aragon kadar aşık, Lorca kadar yaralı’... terk edilmiş sevgilerin karmaşık alfabesinde; baktım ki herkes yalnız! herkes kendi kalabalığında... Dalarım uzaklara küfrederim anılara... yanarım haczedilmiş hayatlara ve gömerim sesimi çığlıklara yalnızlığımı kalabalıklara... Yalnızlığımı kalabalıklara... * Hep küldür bir yangından arta-kalan... durmayacak sessizliğin kalp atışları bir yara gibi açıktayken böyle; kahrını dağlara sal; dostluğunu tuzaklara efkarını yıllanmış şarkılara özlemini upuzun yollara... Ömrüne kök salmışsa da yoksulluk yaşamaya yelten, hakkını ver yalnızlığın... Bir soru işareti gibi kalsan da en doğru cevapların yanında, bir şiir yaz, varlığını kanıtla.. insanın uçsuz bucaksız yalnızlığında kimse kendinden fazla değildir. o yüzden uzun ve bitmek bilmeyen bir acıyla hayatı yanıtla, yaralanmaya en müsait yanlarınla... / Unutma ki: yarasız - yamasız hiçbir hayat yoktur; yaşanmışsa bir kere.../ (Birdal ERDOĞMUŞ) |
önce dünkü şiirinizi okumuştum tekrar dönmek üzere ama maalesef unutmuşum ;
''’Aragon kadar aşık, Lorca kadar yaralı’
terk edilmiş sevgilerin karmaşık alfabesinde;
baktım ki herkes yalnız! herkes kendi kalabalığında...''
hem Louis Aragon hem de Garcia Lorca serbest şiirle uğraşanların mihenklerindendir. mutlaka bir iki şiirini okuyanlar
farkı ve durduğu yeri anlar derim hep...
ve işte günün değil belki haftanı repliği;
''Ömrüne kök salmışsa da yoksulluk*****
yaşamaya yelten, hakkını ver yalnızlığın...''
basit gibi görünse de belki öylesine çıkmış bir söz, ki olur çoğu zaman hepimize
ama bir kliloluk elmas gibi değerli... işte şiire değer katan büyük objelerden biri budur. kalıcı akıl yontar zihin çizer
aforizma...
teşekkürler şiire