SULARIN YANDIĞI AN
Ey hüzünlü vedalara mekân olmuş zırhlı yüreğim
Hadi sür bedenimi sahipsiz bu harabe şehirden Yüzde yüz kusurlu olsa da sana dair yeminlerim Demiştim suların yandığı gün sana geleceğim Alın düşlerimi yorgun inilmez yokuşlardan Gersem de gözlerimde yaşadığım dakikaları Özlemişimdir kan kırmızı sancılarıma rağmen Yarı baygın kriz geçirse de onarılmaz yaralarım Yüzümde tebessüm can evimde derinden bir yırtık Şuursuz bir gecenin beyin felci geçirmesi gibi Soframda meze niyetine içtiğim gözyaşlarımı Tek seferde devirmek yerine kendimi paralıyorum Yokluğuna meydan okuyan öksüzlüğümde Kirli kokan yalnızlığım sen diye hayıflansa da Gözlerimi hasretine sustururum da Yüreğimi sustura bilir miyim karar veremiyorum Dedim ya arkadaş Düşersem bir daha doğrulmaz belim Boynu bükük umutlarım penceremin kenarında Özledim özlediğim kadarıyla yetiniyorum Hayırsever birkaç korkularımı Gördükçe perişan halime şükrediyorum Dönse de dünya dört bir yanımda Yüreğini değil seni azat ediyorum REMZİYE ÇELİK 09.10.2012 SALI |
Sevmek...Tanrının bize bağışladığı en yüce duygulardan bir tanesi... Yaşamımıza renk katan yegane şey. Sevmek ve sevildiğini hissetmek, hissettirmek.seni seviyorum ” öyle sihirli ve güçlü iki sözcüktür ki aslında; söylendiği anda karşımızda akan suları bile durdurur anında.onun için hiç bir zaman,ne olursa olsun,insan kaybetytiği kişiye bile seni seviyorum ,seni, unutmadım dediği andaki mutluluğu hiç bir zaman yaşayamaz.Hayata devamlı pozitif bakacaksınki,başına olumlu şeyler gelsin.Negatif düşündükçe işlerin hep ters gider. Çünkü düşüncelerimiz ve ağzımızdan çıkardığımız her sözcük Allah katında dua yerime geçiyor yavrum.Sıkıntılarını at devamlı pozitif düşün.
sevgili kızım. şiiriniz çok güzel ve çok anlamlıydı.kutlarım.puanım tam.
şimdi şiirinize ve yorumumu uygun iki güzel söz ekliyorum.hoşçakalın
Sessiz Senfoni Ellerin vardı, sıcak ve masum.
Ellerin, hayal gibi, düş gibi...
O zaman talihime yardı ellerin.
Beyaz bir gecede, iki kuş gibi,
Omzuma nasıl da konardı ellerin?..
Hangi rüzgarlarda şimdi kimbilir?
O değirmen altı, o zümrüt koru,
İlk dörtlü yoncayı bulduğumuz yer,
Ya o çapkın çapkın kestanecikler!...
Hani bir yerleri çimdiklenir hafifçe,
Kanardı ellerin!
Mendilimi sarardım üstüne,
Avcumda sahici bir hasta gibi
İncecik incecik yanardı ellerin!
bekir sıtkı erdoğan