Karışık Duygular Denizi
Sinesinde bulunurdu bahçenin,
Kabrinin tam üstünde Şeffaf bir masa örtüsü kılığında Ellerinde sanki huzursuz bir sükun; Öylece ortalık yerde, Kimsesiz, hazin, peşmurde.. Kapısız bir dünyadan geldiğini zannederdin, Akılsız bir dünyadan sanki; Sessizce sükutun libasını giyerek, Eldivensiz, bütün ruhlarda parmak izi bırakıp Kağıt bir mendilin ağırlığında, Okuma öğrenen yeni yetmeler misali El ele tutuşup eve gidenler gibi.. Sinesinde bulunurdu bahçenin Sessizce, soluk almadan sanki. Dündü galiba Seçme yaylasında mantar toplama vakti Uzaktan gelen seslerin acemiliğinde Toy bir delikanlı gibi; Buzlu suyuna inat kop ovasında, Sıcağın bozkır yaylasında Ne Alpaslan gibi gürledi, Ne Yavuz misali heybetini demirledi.. Arsız bir cengaver gibi Dağdan aşağı selamsız bandosuyla Kurda kuşa inat dedi.. Kırmızı kalemini çıkardı kınından Üzerinde Çagabey Bat yazan hani; Öylece fırlattı hedefine Muş ovasından Mezopotamya kalesine Nice bahçelerden geçerek, Tarumar ederek, viran kılarak Öylece fırlattı... Ünal ÇAGABEY |