Ey Annem! .. Ey Azize! ..Sen, bilinmez meşhurun, sır küpü aziz varlık! Kendi övülmüş iken, seni övmüş Peygamber. En sevgili Nebi’nin, o eşsiz fedakârlık, Sıfatı canın olmuş, kokunsa miski amber. Senin gönül iklimin, Tur’u Sina şefkatte, An be an görünmede, gözlerinden merhamet. Peygambere varissin, emsalsiz zerafette, Anne diye çağrılır, dillerde o letafet. Seni rüyada bile, gülüyor halde görmek, Göze nur, gönle sürur, cana şifadır annem. Hiç bitmeyen sermaye, senin rızana ermek, Dergâhı İlahi’de, ruha sâfadır annem. Şefkatinden ağlaman, ilân-ı aşk Allah’a, O rahmet deryasından gözlerine inen nem. Gönlüne uğramayan yol varır mı Allah’a, Ey gönlü Hâk kapısı, Muhammed huylu annem! Baş koydum eşiğine, bir buse almak için, Cennet, ayaklarına serilesice annem. Sana gelen müjdeye, hissedar olmak için, Ayaklarının altı, öpülesice annem. Hayır! Hayır! Övmüyor, hiç de abartmıyorum, Öteden gelen emir; ’Of bile demeyiniz! ’ O’ndan gayrıya asla, kulak kabartmıyorum, Dedi: ’Ben incinirim, O’nu hiç üzmeyiniz! ’ Gayem, balından sürmek, şu gönül damağıma, Kurudum, çöle döndüm, ey şefkat emzirenim! Hicranın cana yetti, hazan erdi bağıma, ’Geldim! ’ de, ’Affettim! ’ de, ey hasret dindirenim! Yavruna diken batsa, sana mızrak saplanır, Kaç günlük mesafeden, Veysel Karanî gibi. Birtek dişi kırılsa, ağzına kan toplanır, Çıkarırken hepsini, Veysel Karanî gibi. Allah’ın hoş kokusu, Habibinin canına, Karen’den gelirmiş ya, Üveys’in sinesinden. Annesini taç etmiş, hem can etmiş canına, Esermiş burcu burcu, o Yemen ülkesinden. Karenli Üveys nerde, ben nerdeyim ey annem! Mümkün mü kıymetini, O’nun gibi bileyim. Mahsun olman kalbimi yandıran bir cehennem, Ey annem! Ey azize! Sen gül ki ben güleyim! Muammer Bilim |
Sen, bilinmez meşhurun, sır küpü aziz varlık!
Kendi övülmüş iken, seni övmüş Peygamber.
En sevgili Nebi’nin, o eşsiz fedakârlık,
Sıfatı canın olmuş, kokunsa miski amber.
Senin gönül iklimin, Tur’u Sina şefkatte,
An be an görünmede, gözlerinden merhamet.
Peygambere varissin, emsalsiz zerafette,
Anne diye çağrılır, dillerde o letafet.
Seni rüyada bile, gülüyor halde görmek,
Göze nur, gönle sürur, cana şifadır annem.
Hiç bitmeyen sermaye, senin rızana ermek,
Dergâhı İlahi’de, ruha sâfadır annem.
Şefkatinden ağlaman, ilân-ı aşk Allah’a,
O rahmet deryasından gözlerine inen nem.
Gönlüne uğramayan yol varır mı Allah’a,
Ey gönlü Hâk kapısı, Muhammed huylu annem!
Baş koydum eşiğine, bir buse almak için,
Cennet, ayaklarına serilesice annem.
Sana gelen müjdeye, hissedar olmak için,
Ayaklarının altı, öpülesice annem.
Hayır! Hayır! Övmüyor, hiç de abartmıyorum,
Öteden gelen emir; ’Of bile demeyiniz! ’
O’ndan gayrıya asla, kulak kabartmıyorum,
Dedi: ’Ben incinirim, O’nu hiç üzmeyiniz! ’
Gayem, balından sürmek, şu gönül damağıma,
Kurudum, çöle döndüm, ey şefkat emzirenim!
Hicranın cana yetti, hazan erdi bağıma,
’Geldim! ’ de, ’Affettim! ’ de, ey hasret dindirenim!
Yavruna diken batsa, sana mızrak saplanır,
Kaç günlük mesafeden, Veysel Karanî gibi.
Birtek dişi kırılsa, ağzına kan toplanır,
Çıkarırken hepsini, Veysel Karanî gibi.
Allah’ın hoş kokusu, Habibinin canına,
Karen’den gelirmiş ya, Üveys’in sinesinden.
Annesini taç etmiş, hem can etmiş canına,
Esermiş burcu burcu, o Yemen ülkesinden.
Karenli Üveys nerde, ben nerdeyim ey annem!
Mümkün mü kıymetini, O’nun gibi bileyim.
Mahsun olman kalbimi yandıran bir cehennem,
Ey annem! Ey azize! Sen gül ki ben güleyim!
Muammer Bilim
Şiir madenine düştüm sanırım?Bu maden sevgiyle ve çiçeklerle dolmuş taşmış,kutluyorum güzel yüreğinizi...