Sessiz Sonat 2
yitik şehrin soğuk duvarlarının
üzerimde kokusu adına kodes dedikleri cesedim ben kefenimde çocukların ayak izi nedeni yok ecelin gözden akan yaşın vefasıdır her ölüm yüzümde Ay dolanır ne zaman doğsam med cezirle Eylül’dü yine böyle hazan adı yalan büyük bir mabette kendimi öldürdüğüm Tanrı’nın karşısında tek başıma kalmışlığım sordular bana Azrail ile hayatı neden tanımadın ulan! dedim ki hayatı hiç görmedim ben sustular kayboldular hep böyle sustum işte ben bir yanım çığlık oysa sesim katrandır ne zaman söylesem adını ellerim çolak uzansam saçlarına gözlerini çizdim düşüme düşe kalka çocukluğumla kirletme içimdeki sevdayı. ________________________________________________________________ şiirimi günün şiiri seçen kurula teşekkür ederim. saygılarımla.. |
sordular bana Azrail ile
hayatı neden tanımadın (ulan!)
--
Daha önce de (başka şiirler için) yazmıştım. Bu ULAN sözcüğünü görünce, eyvah! derim. Şiirde bir yama gibi mi duruyor yoksa gerekli mi. Çoğu kez de ilk düşündüğüm olur ne yazık ki.
Ulan sözcüğü şiire girmez mi? Kuşkusuz girebilir ama şiire bir yükselti kazandırmalı, bir özgünlük.
(örneğin H. Hüseyin Korkmazgil de kullanmıştır bazı şiirlerinde ama işlevi vardır. En azından konu bütünselliği/toplumculuk vs)
Girişte,
"cesedim ben kefenimde çocukların ayak izi"
gibi nahif, üst düzey bir dize kurucusunun, böylesi bir sıradanlğa/alaturkaya geçmesi, şiire zarar. Bağışlayın.
Yukarıdaki iki dizenin (azrail/ulan) şiire katkısı yok. Çıkmalı bence.
* *
"gözlerini çizdim düşüme düşe kalka çocukluğum(la)
--
Güzel bir dize! Sadece sondaki (la) ekine takıldım. Dili zorluyor biraz. Eksiz bir kurgu:
"gözlerini çizdim düşüme düşe kalka çocukluğum" ya da
gözlerini çizdim düşüme
düşe kalka çocukluğum
biçimi.
Bence, daha katmanlı, çağrışımlı bir söyleyiş.
**
Son dizedeki (.) ya gerek yok.
*
Şair, kendi eksiklerini (kendimi de katarak söylemek isterim bunu) göremez. Mutlaka eleştirel bir göz okumalı.
Siteyi hep bir "şiir işliği" halinde görmek istesem de, bir türlü gerçekleştiremiyoruz bu önemli işbirliğini, imeceyi.
Çoğu kez egoların çatışması. Üründen çok, kişiliklerin kabarması.
Halbuki tek bir eleştiri/öneri bile, şiirin/şairin geilşimi adına büyük kazanımdır.
İçi boş yaldızlı sözler, ucuz klişeler yerine.
*
yüzümde Ay dolanır ne zaman doğsam med cezirle
*
Yüzünde Şiir dolanır
Şairin...
*
Dostlukla,