ayselaysel kapsam dışı sevişmelerin akibeti açık kapıların çelimsiz tokmağı nefesi nefis sözcükleri enfes kılan aslında aynı hikayelerin figuranlarıyız kilise çanları papazın kedisi ağarlaştı sarkıyorum pencerene kokun genzimi yakıyor uzadığımdan değil güdük boyun azmi işte kadınımsın ergenliğin platonik omurgası sapkın rüyalar gıdıklıyor geceyi aysel şehir parçalı bulutlu kalın giyin saçların açık kalsın sadece kuşlar yalan söylüyor güya kodaman bir herif kapatmış seni ah kül kedisi giden geminin dumanına erişilmez son meteliği martılar kaptı hele o beyaz asude boğazın ayseli sanki bilinçaltımı bağışladım uygarlığına ya yok et ya da doğur beni sezeryan kılığında tren garında durak motelinde kıvrılıyorum yaş on dokuz kırkdokuzluk şişeleri deviriyor sübyanlığım dün doğum günümdü tiner kokan çocuklar üfledi senemi bir yaş daha büyüdü zihnim ve sen sevişiyordun biliyorum şehrin damları dalıyor alacakaranlığa karşı yakanın ışıkları yaşlı balıkçı avutuyor gramofonuyla veya madam matilda afet-i devran kıymet bilene buzlu saki emiyor zehrimi boşver be aysel baka dur keyfine ister meme ucun sarksın göz kenarların kalınlaşsın inceden inceye sokağımın hayali seviyorum seni ceketimi asıyorum akşama sol cebi doğmamış ıslaklığımla dolu üzülme kaderin hapsi geçici... lamour |
Şiir budur.